Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlıcılıktan Arapçılığa

C. Ernest Dawn

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Jön Türkler, Türk devletinde etkin bir unsur oldukları sürece Osmanlıcılık Hüseyin için önemli bir risk taşıyordu. Bu risk, Osmanlının Haşimîlerden Birinci Dünya Savaşı’na katılmalarını istediğinde daha bir arttı. Savaşın başlaması beraberinde, Jön Türkler ve Hüseyin arasında yeni bir krizi ve çatışmayı da getirdi.
Milliyetçilerin bir kısmı Türklerle tevhid-i mesai içerisinde olmuştur. Savaş boyunca Türklerle işbirliği içerisinde olan Muhammed Kürd Ali, Arap hareketinin en önemli gazetecisiydi.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Ayaklanma süresince Hüseyin’in takip ettiği politika, bir önceki politikasının doğal bir uzantısıydı. Bütün dönemlerde öncelikli hedefi Hicaz’daki konumunu sağlamlaştırmak ve komşuları üzerindeki otoritesini genişletmekti (ya da en azından onları kontrol altında tutmaktı). Savaştan önce bu amaçlarına ulaşmada Osmanlı Devleti’nin maddî desteğine ve onun yasal temsilcisi olma gerçeğine güvenebilirdi.
Abdullah ve Hüseyin’in kabul ettikleri devlet teorisi 15. yüzyılın sonlarında geliştirilmiş olan modem Sünnî hilâfet terosidir. Bu teoriye göre, gerçek evrensel hilâfet yalnızca Hz. Peygamber’in ölümünden sonra geçen çok kısa bir süre için söz konusu olmuştur, ondan sonrası ise sultanlık olarak değerlendirilmelidir.
Hüseyin’in, Arapların Osmanlı Devleti’nden ayrılmalarına gerekçe olarak gösterdiği sebepler, Abdullah’ınkilerle hemen hemen aynıdır. Ayrılma zorunluydu, çünkü Türkler, şeriatın emirlerine uymaktan vazgeçmişler ve dolayısıyladır ki halifeliğin şartlarını yerine getiremez olmuşlardı.
Hüseyin için Osmanlıcılık, Sultan’ın hükümeti ona belli bir otorite ve özerklik sağladığı sürece anlamlıydı.
Reklam
1912’den 1914 yılının başına kadar Hüseyin, hem Araplar ve hem de Türkler tarafından bir Arap milliyetçisi olarak değil de, Osmanlı Devleti’nin yandaşı olarak görülüyordu.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.