Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı'dan Günümüze Etnik Yapılanma ve Göçler

Kemal H. Karpat

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dini, milliyeti ne olursa olsun zoraki yer değiştirmeye mecbur edilen insanların çektiği acılar hiçbir şekilde mazur görülemez.
Almanya'da yaşayan Türklerin dindar olmasalar dahi oraya gidince dindar kesildikleri bilinmektedir.
Reklam
Monarşik bir rejimden cumhuriyete dönüşüm, Osmanlı Devleti'nin önce kendi içinde dönüşmesine yol açan etkenlerin etkileşiminin nihai ve mantıklı bir sonucuydu.
Sayfa 350Kitabı okudu
Rus idaresi, Çerkezlerin "bizim sınırımızdan hayli uzağa ve her koşulda Erzincan, Tokat, Amasya ve Samsun hattından daha geriye" yerleştirilmesi gerektiğini açıkça dile getirdi.
Sayfa 171Kitabı okudu
Ruslar, Çerkezleri (yüzlercesini Konstantinopolis sokaklarında gördüm) Çerkezistan'dan sürdükten sonra Bulgarları, Çerkezistan'a göç ettirerek, Çerkezlerin yerine yerleştirmeye hevesliydiler. Çerkezistan'a yerleşecek olan göçmenlerle, geride bıraktıkları akrabaları arasında duygu ve düşünce birliği oluşturmayı hedefliyordu. Bu sayede Bulgarları, Ruslardan yana bir tavır alacak şekilde Ruslaştırmayı ümit ediyorlardı.
Sayfa 161 - Morning Post'ta 1876 tarihinde yayımlanan C.A DeCrespigny mektubundanKitabı okudu
Pakistan'ın kurulmasında Hindistan'dan göç eden yedi milyon Müslüman'ın payı çok büyüktür.
Reklam
Osmanlı topraklarına gelen göçmenler dil ve etnik köken bakımından Çerkez, Abaza, Çeçen, Boşnak, Pomak veya değişik Türk ağızları kullanan Nogay, Tatar vs. olarak farklılıklar gösterseler de Müslüman (Sünniler çoğunluktu, fakat aralarında Aleviler de vardı.) oldukları için kendilerini Osmanlı-Müslüman camiasının bir parçası olarak görmekte idiler. Üstelik sökülüp atıldıkları ve ana vatan saydıkları toprakların büyük kısmı göç anına kadar Osmanlı idaresinde olduğu için bir bakıma bu göç, bir Osmanlı bölgesinden diğerine gitmek demekti. Burada dikkat çeken nokta, göçmenler ile yerli Anadolu halkının kendilerini temelde birbirinden farklı yani "öteki" gibi görmüyor olmalarıydı. Her ne kadar yerli halk ile göçmenler arasında toprak paylaşımı, yeni hayata intibak edememe, kız alıp verme gibi nedenlerle anlaşmazlıklar ve hatta çatışmalar olmuşsa da, göçmenler ile yerli halkın aynı kültürü, aile yapısını ve hukuk koşullarını paylaşmaları, aynı siyasi idare altında yaşamış olmaları yani benzerliklerin farklardan ağır basması ayrılıkları gidermiştir. Bir yerde göçmen de yerli halk da aynı camiaya ait olduklarını kabul ediyor ve öyle hareket ediyordu. Göçmenleri iskan eden devlet; dil, doğum yeri ve diğer farklardan doğacak ayrımları ve çatışmaları önlemeyi amaçlayan bir iskan planı uygulamıştır. Göçmenlerin tek bir grup halinde belirli bir yere yerleşmesini ve farklı bir kitle yaratmasını önlemek için hükümet, onları küçük gruplara ayırarak farklı bölgelere yerleştirmiştir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.