Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sorularla Selçuklular Tarihi

Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları

Mustafa Alican

Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları Gönderileri

Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları kitaplarını, Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları sözleri ve alıntılarını, Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları yazarlarını, Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
I.Haçlı Seferi
1095 yılının kasım ayında Clermont'ta düzenlenen konsilde Papa II.Urbanus, kendisini dinleyen kalabalığa duygusal bir vaaz vermiş, ''Pers Krallığı'na mensup olup, Tanrı'dan tamamıyla yüz çevirmiş lanetli bir kavmin, doğudaki Hristiyan topraklarını istila ederek kılıçla, çapulla ve ateşle soylarını kuruttuğunu'' duyurmuş; Hristiyan şehitlerin intikamının alınması ve Kutsal Topraklar'ın istilacıların kanlı ellerinden kurtarılması gerektiğini haykırmıştı. Urbanus'un sözünü ettiği ve yanlış olarak Pers soylu olduklarını belirttiği ''lanetli kavim'', hiç kuşku yok ki Selçuklulardı. 1040 yılında kurulduktan kısa bir süre sonra, 1055'te Bağdat'a giren, 1064'te Gürcistan ve Doğu Anadolu'yu fetheden, 1071 yılında Malazgirt'te devrin en görkemli imparatorluğu olan Bizans'ı dize getiren, Doğu Akdeniz sahillerini ele geçirerek Kutsal Topraklar'ı hükmü altına alan ve on yıl gibi kısa bir süre içerisinde hemen hemen Anadolu'nun önemli bir bölümünü egemenlikleri altına alarak XI.yüzyılın son çeyreğinde Doğu Roma'nın kalbinde, İznik merkezli devlet kurmuş olan Selçuklular...
Sayfa 224 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Myriokephalon Savaşı'nın önemi
Türkiye tarihinin başlangıç noktası Malazgirt Zaferi'yse eğer, bu tarihin zafer tâkı Myriokephalon Savaşı'nda alınan destansı galibiyettir. Adı geçen zaferin mimarı olarak Türkiye Selçuklu Devleti, bu savaşla birlikte Anadolu'nun Türk vatanı olduğunu artık kesin bir biçimde ortaya koymuş, Bizanslıların Haçlı seferleri ile birlikte tazelenen Türkleri Anadolu'nun ötesine sürme umutları bu savaşla birlikte son bulmuştur. Türkiye Selçukluları Myriokephalon Zaferi ile birlikte aynı ailenin mensubu oldukları Büyük Selçukluların tarihsel etkinliklerine denk bir zafer ortaya koymuş, bu zafer ile birlikte Türkiye'nin tarihine Selçuklu mührünü basmışlardır. Nasıl Malazgirt'i Anadolu'nun fethinin en temel simgesi olarak görmek icap ediyorsa, Myriokephalon'u da Anadolu Türklüğü'nün temel simgesi olarak kavramak gerekir.
Sayfa 210 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
II.Gıyaseddin Keyhüsrev'in saltanat dönemi nasıl değerlendirilmelidir?
Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev'in saltanat dönemi Türkiye Selçuklu tarihi açısından olumsuz anlamda bir dönüm noktasıdır. Moğol istilasının başladığı bu dönem, Selçuklu tarihinin en büyük sultanlarından biri olan I.Alaeddin Keykubad'ın büyük mirasının düşüncesizce boşa harcandığı, özellikle Sadeddin Köpek tarafından kurulan komplolarla yetkin Selçuklu beylerinin ortadan kaldırıldığı, idari kadroların liyakatsiz kişilerin eline geçtiği ve Selçuklu Devleti'ni Moğol boyunduruğu altına sokacak adımların atıldığı dönem olması açısından dikkate değerdir. Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Selçuklular siyasal ve ekonomik açıdan sahip oldukları konumu genel çerçevesiyle korumayı başarmışlarsa da, özellikle Türk tarihinin en büyük hezimetlerinden biri olan Kösedağ Savaşı'nda alınan yenilginin ardından Moğollara tâbi duruma düşüp pratik anlamda eski güçlerini yitirmişlerdir. Bu bakımdan Sultan Gıyaseddin'in dönemi, liyakatsiz bir hükümdarın basiretsiz yönetiminin nelere mal olabileceğini anlamak açısından dikkatle irdelenmesi gereken bir dönemdir.
Sayfa 161 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Kösedağ'daki bozgun ne zaman, nerede ve nasıl gerçekleşti?
Devlet adamlarının yardım ve ittifak arayışı içinde geçirdikleri kış mevsimi boyunca savaş hazırlıklarını sürdüren Selçuklular, Gürcü, Frank ve Kıpçak ücretli askerlerin de dâhil olduğu 70 bin kişilik orduyla Kayseri'den hareketle Sivas'a doğru yola çıktılar. Sivas'ta Halep kuvvetleri ve başka Türkmen birliklerinin katılımı ile
Sayfa 157 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
I.Alaeddin Keykubad
Henüz 50 yaşına dahi gelmeden zehirlenerek hayatını kaybeden Sultan Alaeddin Keykubad'ın dönemi, Anadolu'da siyasal birliğin büyük ölçüde sağlanabildiği bir dönemdir. Onun dönemi, Türkiye Selçuklularının en parlak dönemi olmasının yanında, son parlak dönemidir de. Onun ölümünden sonra Selçuklu ülkesinde çöküş sürecine giden yol açılmış; Moğol istilası ile Anadolu, siyasal ve sosyal anlamda muazzam bir tahribata sürüklenmiştir. Nitekim Sultan'dan bir asır sonra yaşamış olan Niğdeli Kadı Ahmed, Sultan Alaeddin Keykubad'ın ölümünden sonra ''Anadolu'da nizâm ve asayişin kalmadığını'' belirterek söz konusu durumu özetlemektedir.
Sayfa 145 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Alaeddin Keykubad'ın neden büyük oğlunu değil de küçük oğlunu veliaht ilan ettiği hususunda tartışmalar vardır. Bu tartışmaların en ilginci, büyük oğlu Gıyaseddin'in annesinin Hristiyan Kyr Vart'ın kızı olmasına işaret eden yaklaşımdır. Bu, asalete önem atfedilen bir çağda mantıklı bir açıklama gibi görünse de, bizce asıl neden, anne tarafından Eyyûbî soyundan gelen bir veliahdın siyasal anlamda Selçuklu Devleti'ne sağlayacağı çıkarlardır. İleri görüşlü bir siyaset adamı olan Alaeddin Keykubad, muhtemelen, Selçukluların Moğol tehlikesi ile mücadele etmek için İslâm âleminde öncü rol oynayabileceklerini hesaplamış, bu açıdan da son derece zekice bir adım olarak dönemin önemli İslâm devletlerinden biri olan Eyyûbîlerle ilişkilerini azami ölçüde yakın tutabilme çabası içine girmiştir. Oğlu Gıyaseddin'in kişiliği ile ilgili düşüncelerinin de bu tercihte etkili olduğu düşünülebilecekse de, küçük oğlunu veliaht ilan etmesinin nedenini bu noktada aramak cazip bir seçenek olarak göze çarpmaktadır.
Sayfa 134 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Selçuklu Sultanı I.Alaeddin Keykubad, sel gibi her yeri istila eden ve yakıp yıkan Moğollar ile savaşmak yerine Han'a elçiler göndererek uzlaşma yollarının aranmasının daha doğru bir yol olduğunu düşünse de, gerekli önlemleri almayı ihmal etmedi. Derhâl Anadolu şehirlerinin berkitilmesi emrini verdi. Kapsamlı bir inşaat, tamirat ve tadilat faaliyetine girişildi. Konya, Sivas ve Kayseri gibi merkezlerin kale ve surları âdeta yeniden inşa edilirken; başta Erzincan, Amasya ve Malatya olmak üzere, Anadolu'daki önemli şehirler de müstahkem hâle getirildi. Selçuklu Sultanı ile önde gelen emîrler söz konusu berkitme faaliyetlerine bizzat nezaret ediyorlardı. 1221 yılında tamamlanan Konya'daki sur ve kale inşaatlarının ardından Kayseri'ye giden Sultan, bir süre buradaki çalışmalara da nezaret etti. Burada bulunduğu sırada yaklaşan Moğol tehlikesine karşı yardım istemek üzere gelen Halife'nin elçisini kabul etti. Kendisinden 2 bin asker isteyen Halife'ye 5 bin asker gönderdi.
Sayfa 125 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
I.Alaeddin Keykubad Selçuklu tahtına çıktığında, kısa süre sonra neredeyse bütün Yakındoğu'yu yangın yerine çevirecek olan Moğol istilasının ayak sesleri duyulmaya başlanmıştı. Nitekim bir süre sonra Asya ve Doğu Avrupa'nın altını üstüne getiren Moğolların, Harezm bölgesinde taş üstünde taş bırakmayacak şekilde tahribatta bulunmaları İslâm ülkelerinde büyük bir korku meydana getirmiş; Abbasî Halifesi, Sultan'a elçiler göndererek ufukta beliren bu büyük tehlikeye karşı yardım istemişti. Öte yandan Moğolların önünden kaçan kalabalık topluluklar akın akın Yakındoğu'ya akmaya başlamış, örneğin istilacılar tarafından yerle bir edilen Karadeniz'in kuzeyindeki Kıpçak ülkesi ile Türkistan, Harezm, Horasan, Azerbaycan ve Kafkasya'dan kaçan insanlar Anadolu'ya gelerek Selçuklulara sığınmışlardı. Bölgede muazzam nüfus hareketleri yaşanıyordu.
Sayfa 125 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Miryokefalon
Türkiye Selçukluları Miryokefalon Zaferi ile birlikte aynı ailenin mensubu oldukları Büyük Selçuklular'ın tarihsel etkinliklerine denk bir zafer ortaya koymuş, bu zafer ile birlikte Türkiye'nin tarihine Selçuklu mührü basmışlardır. Nasıl Malazgirt'i Anadolu'nun fethinin en temel simgesi olarak görmek icap ediyorsa, Miryokefalon'u da Anadolu Türklüğü'nün temel simgesi olarak kavramak gerekir.
Sayfa 210Kitabı okudu
III. Alaaddin Keykubat Dönemi
Selçuklu tarihinde ilk kez bir sultanın halkın mallarını yağmalamaya başlaması ve umumi asayişsizliğe katkıda bulunması, siyasi idarenin içerisinde düştüğü sefilliği göstermesi açısından ibret verici olsa da, aynı zamanda Sultan'ın sonunu hazırlayan bir talihsizlik oldu.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
II. İzzeddin'in Öfkesi
Türkiye Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Keykavus'un Halep seferi sırasında yaşadığı hezimet, büyük bir psikolojik Buhran yaşamasına ve dengesini yitirmesine neden oldu. İhanetlerinden şüphelendiği en yakın emirlerinden bazılarını Elbistan'da bir evde toplayarak yaktı. Daha sonra bu hareketinden pişman olarak söz konusu evin bulunduğu yerde bir Mescit inşa ettirdi.
Sayfa 122Kitabı okudu
352 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Mehmet Ersan ve Mustafa Alican hocaların eseri. Ersan hoca ile dersimizde kullandığımız bir kitap. Kitap bugünkü Türkiye dediğimiz coğrafyada yaşam bulmuş Selçuklular'ının adlandırma sorunu ile başlıyor. Acaba Türkiye Selçukluları mı, yoksa Anadolu Selçukluları mı? Büyük Selçuklu kitabında olduğu gibi sorulara verilen cevaplardan oluşan bir kitap ve siyasi tarih anlatılmaktadır.
Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye Selçukluları
Osmanlı’dan Önce Onlar Vardı: Türkiye SelçuklularıMustafa Alican · Timaş Yayınları · 201331 okunma