Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türklerin Tarihi: 6. Kitap

Osmanlı'nın Düzeni

Doğan Avcıoğlu

En Yeni Osmanlı'nın Düzeni Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Osmanlı'nın Düzeni sözleri ve alıntılarını, en yeni Osmanlı'nın Düzeni kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
• İngiliz Churchill, Kadıköy civarında yasak yerde avlanırken bir çocuğu vurur, hapsedilir. Elçi, kapitülasyona dayanarak siyasi iş yapar, Hariciye Nazırı 1836’da azledilir ve ağzını kapatmak için Churchill’e ilk Türkçe özel gazeteyi çıkarma imtiyazı verilir.
• Balta Limanı Anlaşması diye bilinen Türkiye ile İngiltere arasında 1838’de imzalanan Ticaret Anlaşması’yla Türkiye, ileri Avrupa ekonomisinin açık pazarı haline geldi. Böylece ekonomi kendi yolunda devam edebilse mümkün görünen gelişme engellenmiş oldu. Bundan sonra Osmanlı devleti, ancak Avrupa devletleri arasındaki çıkar çekişmelerinden yararlanarak, birtakım denge hesapları içinde varlığını sürdürebilecektir. Büyük Reşit Paşa, Türkiye’nin idam fermanını, kalkınma yolunu açacak bir belge diye imzalayacaktır 1838 Antlaşması, serbest ticaret şartlarını hazırlamıştı. Tanzimat ise Batı kapitalizmi yararına kurulan bu açık pazar düzeninin gerekli kıldığı idari, mali vb. reformları getirecektir. Batı kapitalizminin Türkiye’de yaslanmak istediği Rum ve Ermenilere imtiyazlı bir durum sağlayacaktır. 1838 Antlaşması gibi Tanzimat reformları da İngiltere tarafından dayatılmıştır. Tanzimat, vitrindeki Batılı görünüşe bakılarak, Batılılaşma hareketi diye hâlâ övülür. Hareketin baş mimarı Mustafa Reşit Paşa “büyük” sıfatıyla anılır. Yalnız bu Batılılaşma, sömürge ve yarı-sömürge haline getirilen bütün Avrupa dışı ülkelerde görülen cinsten bir Batılılaşma, bir uydulaşmadır.
Reklam
• Mahmud I’in annesi Valide Saliha Sultan, Patrona’ya “ikinci oğlum” der. Patrona, Mahmud I’e bütün isteğinin İbrahim Paşa’nın kabul ettiği malikâne usulü ile bazı vergilerin kaldırılması olduğunu söyler. Mahmud I bu vergilerin kalkmasını buyurur. Patrona Halil, beşyüz kese altın aldığı Kasap Yanaki’yi de Boğdan’a prens tayin ettirir. Kırım Hanı Mengli Giray’ı azlettirip, Bursa’da bulunan Kaplan Giray’ı gerekirse ona sığınabileceği düşüncesiyle Kırım Hanı yaptırır. Ancak yanılmıştır, Kaplan Giray onun katlinde sarayla birlikte hareket edecektir. Mevki ve para teklifiyle İstanbul’dan uzaklaştırılamayan Patrona Halil, yeniçeriler ondan ayrılarak zayıflatılır. Hükümet üstünde kuvvet olmak isterler. Mahmud I ve birtakım rical Patrona’yı tuzağa düşürüp katle karar verir. 15 Kasım 1730’da Patrona Halil ve adamları saraya divan toplantısına çağrılır ve öldürülür.
• Ahmet III Edirne’de tahta çıkan Padişah İstanbul’a dönünce bostancılardan 700 kişiyi saraydan çıkarıp yerine devşirmelerden yenilerini getirince zorbaları cezalandıracağı anlaşılır. 5 Ekim 1703’te yeniçeri ağası Çalık Ahmet kapısında ziyafet yapıp Padişah’ı çağırır. Bu bir küstahlıktır. Ahmet III, mecburen daveti kabul eder. Çalık Ahmet orada Padişah’tan sadrazamlık ister, oyalanır. Ertesi gün saraya çağırtır, hilat giydirip Kıbrıs Valiliği’ne derhal gemiyle yola çıkarılır, gemide idam edilir. Ardından Edirne isyancılarının çoğu öldürülür veya sürgüne gönderilir. Naima, Çalık Ahmet’in devlet biçimini değiştirip, bir cins “Cumhuriyet” kurma düşüncesinde olduğunu yazar.
• Şahkulu Ayaklanması o kadar büyür ki, Bayazıt’ın Konya valisi olan şehzadesi Şehinşah bir ara Kızılbaş olur. Amasya’daki şehzade Murat da törenle taç giyip Kızılbaş olur.
• Dukas’a göre Fatih İstanbul çevresi köylerini sistemli harabeye çevirir ve bura halkını “Türkler köylü yaşam biçimine alışmasın” diye öldürtür.
Reklam
• J. Marquart 1914’te Komanlar konusunda W.Bang ile birlikte yayınladığı kitapta “Osmanlıların mensup olduğu Kayı boyunun, Moğolistan’daki Kay kavmi olduğunu, o nedenle Osmanlıların Kay boyundan gelen Türkleşmiş Moğollar” olduğunu öne sürer. Wittek gerek 1938’de yayımladığı kitapta gerekse 1938’de Paris Sorbonne’da verdiği konferansları derlediği makalesinde, Osmanlı devletinin herhangi bir kabile teşekkülü tarafından değil “hudutlardaki Gaziler tarafından kurulduğunu” öne sürmektedir. Ona göre Osmanlıların Kayılardan olduğu iddiası Murat II devrinde başlayan bir çeşit romantik akımın etkisiyle XV. Yüzyıl Osmanlı tarihçileri tarafından uydurulmuştur. D.Avcıoğlu, Türklerin Tarihi “Kayı kökeni” meselesiyle ilgili kesin tavır koymuştur. O da Wittek gibi Kayı konusunun Murat II zamanında ortaya çıktığı kanısındadır: “(…) Murat II’nin yakını Yazıcıoğlu, Reşideddin tarihinin Oğuz soylarıyla ilgili bölümünü Türkçeye çevirir. Bu tarihe göre, Kayı, Oğuzların en çok hakan çıkaran en soylu boyudur. Kayı boyu iddiası bu keşiften sonra ortaya çıkar. Murat II’nin bazı paralarında ilk kez olarak Kayı damgası görülür. İstanbul’u alan Fatih ise Kayı kökenine ilgi duymaz.”
• Prekapitalist bir üretim tarzına sahip olan Osmanlı’nın kendi iç dinamiğiyle kapitalizme geçebilecek, sanayileşmeyi başarabilecek ekonomik ve sosyal bir altyapısı vardı. Ancak toprak sisteminin yozlaşması, iç isyanlar ve yeniçeri ocağının bozularak yönetime müdahale eder duruma gelmesi devleti bitkin düşürdü ve bu gelişmeyi önledi. Buna karşılık Batılı kapitalist devletler denizlerdeki üstünlükleri sayesinde ticaret yollarını Osmanlı’nın aleyhine değiştirdiler ve sömürgeler elde ederek daha da zenginleştiler. Osmanlı’nın İngilizlerle 1838’de yaptığı ticaret anlaşması idam fermanı oldu ve bu tarihten sonra Türkiye Avrupa sermayesinin açık pazarı haline geldi, var olan sanayisi de, sanayileşme çabaları da ortadan kayboldu.
1838 Ticaret Antlaşması
Büyük Reşit Paşa,Türkiye'nin idam fermanını,kalkınma yolunu açacak bir belge diye imzalayacaktır!
Sayfa 213 - PdfKitabı okudu
Yeniliğe karşı tepki büyüktür.O kadar ki,bir gün yeniçerilerden birine "Nizam-ı Cedit olur musun? diye sorarlar."Hâşâ Moskof olurum,Nizam-ı Cedit olmam" diye cevap verdiği ağızdan ağıza dolaşır.
Sayfa 206 - PdfKitabı okudu
Reklam
Murat IV,tedbil gezip tütün içenleri öldürtür.
Sayfa 179 - PdfKitabı okudu
Ulan tuborg sefere çıkman sadece haremde takılırsın
Şerafettin Turan "Selim II'nin haremini dolduran kadınların çokluğu yüzünden,sarayda birçok yabancı diller konuşulur olmuştu" der
Sayfa 167 - PdfKitabı okudu
Latin saldırısından ürken Fatih istemediği halde ordusuna ganimet vaad eder:"Bütün şehir üç gün süre ile sizin olacaktır.Altin ve gümüş takımlar,giysiler,her yaştan erkek ve kadın ne varsa ganimet olarak toplayabilirsiniz,bundan sizi kimse engellemeyecektir."
Sayfa 107 - PdfKitabı okudu
Osmanlı torunları üzgün dgbcxdf
Bizanslı tarihçi Dukas şöyle yazar:"Beyazıt Prusa'da (Bursa) oturuyordu...Sarayında temiz ve mütenasip vücutları ve güzel yüzleriyle seçilmiş erkek çocukları ve kızlar vardı;orada genç ve taze erkek çocuklar ve güneşin ziyasında daha parlak kızlar mevcut idi.Bu çocuklar ve kızlar kimlerdi? Romaioilerin,Sırmiumluların,Ulahların, Albanitialıların,Hunların,Saksların (Saksonlar),Plegonialıların (Bulgarlar) ve Latinlerin çocukları idi.Her biri kendi lisanını letafetle konuşuyordu.Beyazıt bunların arasında oturarak şehvetini tatmin etmekten ve suiistimalden geri kalmıyor,erkek ve kızlarla eğleniyordu.
Sayfa 81 - PdfKitabı okudu
Osmanlı fethettiği yerlerde koyu derebeylik izleri taşıyan örf ve adetler bulur ve onlarla mücadele eder.
Sayfa 36 - PdfKitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.