Osmanlı’nın İhtişamlı Yılları Gönderileri
Osmanlı’nın İhtişamlı Yılları kitaplarını, Osmanlı’nın İhtişamlı Yılları sözleri ve alıntılarını, Osmanlı’nın İhtişamlı Yılları yazarlarını, Osmanlı’nın İhtişamlı Yılları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.16.yy Vendedik Balyos Raporunda Araplar
Sonra Araplar ve Mağripliler gerçek ve bozulmamış dinden olduklarını ve bu diğer Rumeli Türkler'inin,(Hz) Muhammed'in dinini iyi anlamadıklarını söylüyorlar.Nitekim İstanbul Türkler'ine böyle diyorlar,onların piç Türkler olduğunu,hemen hepsinin dönme Hristiyanlardan geldikleri için dinlerinin bozulmuş olduğu görşündeler.
Sayfa 114 - YEDİTEPE YAYINLARIKitabı okudu
16.YÜZYIL OSMANLI TERSANESİ
-Sultan,kuşkusuz,kadırgalarında ve tersanesinde dünyanın en çok soyulan hükümdarıdır.Bu yüzden beyleriniz o tersaneye büyük miktarda mal girdiğini duyduğunuzda,bunu yarısının çeşitli şekillerde çalındığını düşününüz;sadece diğer yarısı Padişahın hizmetinde kullanılır
-Gemi fabrikaları da çok kötü nitelikde,çünkü Türkler tahta kesiminde ay düzenini izlemiyor,onları istedikleri zaman kesiyorlar,yeşil odunuda işliyorlar,iki çivi çakılacak yere tek çivi çakıyorlar.Parçaları daha iyi düzenlemiyorlar ve gerekli miktarda zift kullanmıyorlar.Bu yüzden gemiler İstanbul'da Karadeniz'e konulduktan kısa bir süre sonra batıyorlar.
Sayfa 90 - YEDİTEPE YAYINLARIKitabı okudu
Geçmişteki savaş deneyimi gösterdi ki, Türk deniz kuvvetlerini yenmek mümkündür ama donanmayı yok etmek mümkün değildir. Zira donanmayı kolaylıkla yeniden oluştururlar.
Sayfa 189 - Yeditepe Yayınevi
Giovanni Moro'nun Raporu (16.yy sonları)
Başka dönemlerde bu yeniçerilerin erdemliliği, hükümdarlarına karşı olan sadakat ve itaatleri, düzen içinde büyük bir güçle ve mükemmel bir disiplinle sıralarını gözeterek hepsi bir arada savaşmalarıyla, her tür sıkıntıya katlanmaya alışık olarak yetişmiş olmalarıyla, bütün diğerlerininkinden üstün tutulmuştu. Ama şimdi sadakat ve itaatlerini yitirdiler, diğer koşullar da azaldı, alışık olmadıkları şekilde tembelliğe ve rahatlığa yöneldiler. Bunun sonucu askerliği yozlaştırıyorlar.
Sayfa 182 - Yeditepe Yayınevi
Kim Pers krallarının ve Roma imparatorlarının geçmişini iyice dikkatle incelerse Serses'lerin [Darius], Caesar'ların ve Traianus'ların seferlere şahsen yetki tanıdıklarında başarılı sonuçlar aldıklarını, ama krallar ve imparatorların tembellik ve zevk safa içinde oturup seferlere komutanlarını gönderdiklerinde başarısız olduklarını görür.
Sayfa 121 - Yeditepe Yayınevi
Atlar, fırlatıp yere atmak için, sırtına binenlerin efendi ya da alelade bir kişi olduğuna bakmazlar, ama ata binmesini iyi bilenleri atmazlar. Aynı şekilde savaşlarda, parça parça kesmek için dük ya da asker olmasına bakılmaz, ama savaşmasını bilen kişidir zaferi kazanan.
Sayfa 107 - Yeditepe Yayınevi
Yeniçeriler, Türkler'in tek yaya askerleri, Türk gücünün kalesi, medarı iftiharıdır. I. Murad tarafından kurulan bu askeri birlikler şimdiye kadar savaşta hiçbir millete yenilmemiştir. Hatta bu cesur adamlardan oluşan birliklerdir ki Osmanlı İmparatorluğu [bayrağı] altında yapılmış olan en önemli savaşları sonuçlandırmışlardır.
Sayfa 82 - Yeditepe Yayınevi
Bu askerler, eski Roma lejyonlarına benzer şekilde yetiştirildiklerinden, sürekli talim görürler; yaşamları zahmetlidir; savaş rahatsızlıklarına katlanmaya meyillidirler ve tüm askerler arasında sadece onlar sultanın çocukları olarak adlandırılırlar.
Sayfa 32 - Yeditepe Yayınevi
Yeniçerilerin miktarı, çeşitli vesilelerle gittikçe arttı; özellikle İran'la olan uzun savaştan ötürü (söylediğimiz gibi süvarilerin her sınıfında olduğu gibi) şimdi sayıları 25 binden fazladır. Başka alanlarda olduğu gibi bunda da suistimal olduğundan aralarında, temel kuruluş kurallarına aykırı olarak, yerli Türkler de vardı. Onların kuruluş kurallarına göre hepsinin, ülkenin tebaasından, çocukluk yaşında şiddet kullanılarak çekilip alınmış Hristiyan çocukları olmaları gerekir.
Sayfa 32 - Yeditepe Yayınevi