Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı'nın Mahrem Tarihi

Mustafa Armağan

Osmanlı'nın Mahrem Tarihi Gönderileri

Osmanlı'nın Mahrem Tarihi kitaplarını, Osmanlı'nın Mahrem Tarihi sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'nın Mahrem Tarihi yazarlarını, Osmanlı'nın Mahrem Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
..ilginç noktalardan biri de, 1.Murad’ın özel bir kütüphanesi olduğunu bildiğimiz ilk padişah olmasıdır.
"Şevketlim, milletin hazinesi sizin demektir. Niçin böyle uğraşıp zahmet edersiniz?" deyince, padişahtan "Milletin hazinesini millete sarf etmek gerek. Saniyen, insanın çalışıp alın teri dökerek kazandığı paranın zevki başkadır" cevabını almıştır.
Reklam
SULTAN II.BAYEZİD
Fatih Sultan Mehmed Osmanlı İmparatorluğu'nu Asya ve Avrupada kanatlandırırken, oğlu TI. Bayezid'in onu ayakları yere basar hale getirdiğini görürüz. Belki Fatih zamanındaki gibi geniş toprak fetihleri görülmez onun devrinde ama dikkatleri dış fethe değil, iç fethe yöneltmiş olması, devletin dayanacağı temelleri tahkim etme, ideolojiyi sağlamlaştırma gayreti içerisine girmesi, bunun için ilim adamları, sanatkârlar ve tarikat şeyhlerini yeni başkente çağırması, vakıfları kurup geliştirmesi, II. Bayezid'in büyüklüğünü göstermesi bakımından önemlidir. Bazılarının “Sofu” lakabını yobazlık manasında alarak onu gerici olarak göstermeye çalışmaları fevkalade yanlış bir tavırdır.
OSMANLI “İMPARATORLUK?” MUDUR YOKSA "DEVLET” MİDİR?
Zaman zaman Osmanlı Devleti için “imparatorluk” terimini kullandığım için yadırganıyorum. “İmparatorluk” (empire) kelimesinin “emperyalizm” (imperialism) kelimesiyle bağlantısı dolayısıyla ortak hafızamızda olumsuz çağrışımlar taşıdığı doğru olmakla birlikte yine de Osmanlı Devleti için “imparatorluk" terimini kullanmayı tercih ediyorum. Neden? Çok basit ve pratik bir sebebi var bunun: Osmanlı Devleti tabiri doğrusu olmakla birlikte Arapçadaki “devlet (ed-devlet) kelimesi özellikle son yüzyıl içerisinde klasik İslam kültüründe haiz olduğu çok geniş anlam alanını kaybetmiş ve neredeyse tamamen ulus-devlet (nation-state) ile özdeşleşmiştir. Bu durumda devlet teriminde Osmanlı Devleti'nin beşeri bünyesini meydana getiren ulus-dışı oluşumlar ifade edilemez olmaktadır. Çok kavimli, çok dilli, çok dinli, hatta çok hukuklu bir yapının mevcut ulus-devlet algısı içine sığamayacağı açıktır. Ulus-devlet bir asli millete dayanır ve diğerlerini azınlık kabul eder. Oysa imparatorluk teriminde hiç olmazsa bu çok milletli ve çok dinli vs. farklılıklara hoşgörüyle yaklaşan bir devlet imajı muhafaza edilmektedir. Bu bakımdan sakıncalarını bilsem de, Osmanlı için devlet yerine imparatorluk demeyi genellikle tercih ediyorum. Keşke devlet kelimesi asli anlamını muhafaza edebilseydi de biz yabancı bir kelimeyle onu karşılamak zorunda kalmış olmasaydık.
Osmanlı padişahları içerisinde çok okumaktan gözleri bozulan ve bu yüzden mercek kullanan tek padişah Yavuz Sultan Selim Han'dır.Geceleri yalnız 3-4 saat uykuyla yetinir,diğer zamanlarını okuyup yazmakla geçirirdi.
Sayfa 64
KÂHİN VE SULTAN IV MURAD
IV. Murad acımasızlığı ve uyguladığı tütün, içki ve afyon gibi yasaklara karşı gelenleri öldürtmesiyle tanınır. Ancak onun büyücülere, falcılara ve remilcilere açtığı savaştan pek bahsedilmez. IV. Murad bu meslekleri icra edenlerin amansız bir takipçisiydi. Bu yönüyle ilgili bir rivayet şöyledir: Bir yaz günü yanına bir saray adamını da alarak
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
SULTAN İBRAHİM (1640-1648)
Tarihlerimizde genellikle “Deli” diye anılan Sultan İbrahim bu lakabını, can düşmanı olan Şeyhülislam Karaçelebizade Abdülaziz Efendi'nin Ravzatü'-Ebrâr adlı tarihinden mülhem olarak' II. Meşrutiyet devrinde yaşamış bazı tarihçilerin, özellikle Mizancı Murad'ın işgüzarlıklarına borçludur. Rahmetli M. Çağatay Uluçay'ın “Sultan İbrahim deli mi yoksa hasta mıydı?” başlığı altında uzun süre değişik dergilerde yayınladığı geniş kapsamlı incelemesinden de anlıyoruz ki, ruhi bir rahatsızlığı vardı ama kesinlikle “Deli” değildi.
Sayfa 134Kitabı okudu
Bil ki, bu devleti kuranlar, yeryüzünün en haşmetli ve en büyük hükümdarlarıdır. Onlar, en kudretli saltanata, en geniş memlekete sahiptirler. Yüksek bir kudret ve akıl sahibidirler. Bahtları ve kısmetleri açıktır. Çok hayır yaparlar ve ihsanda bulunurlar. Onların saltanatları en şevketli, kılıçları en keskin, mızrakları en sivridir. Mal, at ve silah bakımından yeryüzünün zenginidirler. Görüşleri en doğru, yolları en güzeldir. Şiddetli bir kuvvet ve tesirleri vardır. Doğu'nun ve Batı'nın, karaların ve denizlerin hükümdarı, Mekke ve Medine'nin koruyucusudurlar, Allah onları, Süleyman Peygamber'den sonra hiç kimseye nasip olmayan bir hükümdearlıkla şereflendirmiştir. Bu husus, hükümdarların ve sultanların hayatlarını tetkik edenlerin malumudur. Müneccimbaşı Ahmed Dede
Önsöz___Osmanlılar gazilerdir ve galiplerdir, fisebilillah Hak yoluna durmuşlardır, gaza malını cem edüp Hakka harc edicilerdir ve Hakktan yana gidicilerdir. Din yoluna gayretlüdürler, dünyaya mağrur degüllerdir. Şeriat yolunu gözedicilerdir, ehl-i şirkten intikam alıcılardır. ORUÇ BEĞ
Sayfa 9 - KETEBEKitabı okudu
256 syf.
·
Puan vermedi
Keyif verici bir eserdi. Türk ve Osmanlı Tarihi'ni yıllarca hep savaşlarla okuduktan sonra sultanların sanatsal ve edebi yönlerini öğrenmek güzel bir ayrıntı olmuştu.
Osmanlı'nın Mahrem Tarihi
Osmanlı'nın Mahrem TarihiMustafa Armağan · Ketebe Yayınevi · 2019210 okunma
307 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.