Mutlu ya da mutsuz değildin. Üzgündün sen. Hiçbir şeyin geçiremeyeceği, hiçbir yere süremeyeceğin bir üzgünlük doluydu gövden.
…
Biri öylesine, öylesine diğeri, öteki öylesine. Soracaklar hep: Neden üzgünsün?
…
Ne kadar mutlu olursan ol ağzının kıyısında durmaya devam eden, mutsuzluğunda da kabarmayan faça vardı… Yüzünün en üzgün yeriydi ağzın.