Özgürlük Kolay Değil
Cevher DudayevÖzgürlük Kolay Değil Gönderileri
Özgürlük Kolay Değil kitaplarını, Özgürlük Kolay Değil sözleri ve alıntılarını, Özgürlük Kolay Değil yazarlarını, Özgürlük Kolay Değil yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cevher sormaya başladı: “Neden daha fazla insan yardım etmek için gelmiyor?" Şeyh Fethi bana tercüme etti, ben de şöyle cevap verdim: “Gerçek şu ki savaş şüphelidir, insanlar ne için savaştığımızı anlamıyorlar, mesele anlaşılmıyor.” Bunun üzerine şöyle söyledi: “Kardeşim! Farz edelim ki bizler kötü liderleriz veya şöyleyiz veya böyleyiz... Bu insanların İslam Ümmeti üzerinde bir hakkı yok mudur? Burası bir İslam toprağıdır; sizin üzerinizde bir hakkı yok mudur?” Bir Rus generalin ağzından çıkan bu cevap nedeniyle çok şaşırmıştım.
Sonra şöyle dedi: “Bu bir farzdır. Farz edelim ki olaylar Çeçenistan'da başladı ve biliyorsunuz ki burası bir Müslüman toprağıdır, öyleyse Müslümanların buraya gelmeleri gerekmektedir. Biz bombardıman altındayken BBC ve CNN'den ve tüm Batı dünyasından gazeteciler gelip ayağımızın dibine çökerek bizimle röportaj yapıyor ve ne için savaştığımızı, durumun ne olduğunu bizim Hıristiyan mi ya da Müslüman mı olduğumuzu öğrenmek istiyor ve şaşırtıcı sorular soruyorken bana bu soruları soran ilk Müslüman “gazetecisin”.
Çeçenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Cevher Dudayev'in bu kitabı, 1992 yılında Litvanya'nın Vilnius şehrinde Rusça olarak basılan “Özgürlük Kolay Değil” isimli eseri esas alınarak hazırlanmıştır. Ancak, kitabın bazı bölümleri günlük siyasi gelişmelere ayrıldığı için buraya alınmamıştır. Zira o günkü siyasi durum değişmiştir ve
TÜRK MİLLETİNE MEKTUP
“Bismillahirrahmanirrahim... Selamun aleykum...
Kardeşlerim, bacılarım, dostlarım... Ey Yüce Türk Milleti...
Görüyoruz ki bizi unutmamışsınız. Bu ülkedeki Müslüman kardeşlerimizin, bacılarımızın başına gelen beladan dolayı sizin duyduğunuz sıkıntıyı, acıyı da biliyoruz. Sizin bize yaptığınız yardımları da biliyoruz.
HATTAB ANLATIYOR
Cevher Dudayev ile tanıştım. Şeyh Fethi ile karşılaşmayı arzu ediyordum ki Cevher de oradaydı, üstümde askeri bir kıyafet vardı. Cevher Vedeno'daki eğitimleri duymuştu. Bir keresinde gece vaktinde RPG'lerle manevra yapmıştık. Herkes sağa sola
ateş ediyordu bu nedenle halk Vedeno'dan kaçtı ve dağlara
Arslan Tekin, yazı dizisinin bir yerinde Çeçenistan'da bir Bosna-Hersek trajedisinin yaşanabileceğine dikkati çekiyor:
... Ruslar dizginlenmezse, Bosna-Hersek'te yaşanan trajedinin daha büyüğü burada yaşanacaktır. Yarın geç olacaktır. Bunu adım gibi biliyorum. Kafkasya Balkanlara benzemiyor. Çıkacak bir savaş bizi derinden etkileyecektir. Azerbaycan nasıl yüreğimizi yaktıysa Çeçenistan da öyle yüreğimizi yakacaktır. Çünkü onların eli ancak bize uzanıyor."
Gerçekten de Rusların Çeçen katliamı Türk milletini derinden yaralamıştır.
Tarihte Osmanlılar Kafkaslarla, özellikle Çeçenlerle yakından ilgilenmişlerdir. Yeni yeni ortaya çıkan belgeler, Osmanlı yönetiminin Kafkas topluluklarıyla ilişkiye geçmek ve onların Ruslara karşı mücadelelerine destek vermek için ince politikalar takip ettiğini gösteriyor.
Bilhassa Sultan Galiyev'in başına gelenleri öğrenmek için bkz. Alexandre Benningsen, Sultan Galiyev ve Sovyet Müslümanları (çe. Nezih Uzel), Erol Kaymak, Sultan Galiyev ve Sömürgeler Enternasyonali, İstanbul 1993, Renad Muhammedi, Sırat Köprüsü, İstanbul 1995.
Çeçenistan Cumhuriyeti bağımsız devlet olarak barış ve tarafsızlik yolunda kararlı olduğunu ilan ederek, Çeçen halkının çıkarlarını ve arzularını esas alarak barışçı, tarafsız, bağımsız, demokratik, üniter yapı içerisinde kalkınan Çeçen Cumhuriyetini hedef alarak:
Açıklık ile bildiriyor:
1- Çeçen Cumhuriyeti milletlerarası ilişkilerde barış
Altın Ordu Türk Devleti'nin sükûtuyla gözünü Kafkasya'ya diken Çarlık Rusya ile Çeçenlerin ilk münasebetleri 16. yüzyıl ortalarında oldu. O tarihten beri, Çarlık Rusya döneminde gelip geçen bütün Çarlar ve Çarları aratmayan Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin Genel Sekreterlerinin değişmeyen ortak özelliği, Kafkasya'ya yönelik işgal, ilhak ve sömürü politikaları olmuştur.
1557 yılından başlayarak günümüze kadar, tarihin hiç bir döneminde Rus hakimiyetine kesinlikle boyun eğmeyen Çeçenler, bu bağımsızlık mücadelesini gönümüzde de emsalsiz bir kahramanlıkla sürdürüyorlar. Ve her dönemde bir liderin çevresinde kenetlenerek birlik içinde mücadelenin örneklerini veren Çeçenler, bugün de Cevher Dudayev'in etrafında “yekvücut” olarak savaşıyorlar.
Ruslar, bütün yolların kesiştiği Kafkasya'nın adeta kilidi mesabesinde stratejik bir önemi haiz Çeçenistan'ı ele geçirmek için bütün güçleri ile yüklenirken, 1783 yılında İmam Mansur önderliğinde harekete geçen Çeçenler, daha sonra 19. yüzyılda İmam Hadis, Tayini Biybolat, İmam Gazi Muhammed, İmam Hamzat ve Şeyh Şamil gibi hayatları inanılmaz kahramanlık örnekleri ile dolu liderlerin çevresinde akıl, mantık ve fizik kanunları ile izah edilmez bir mücadelenin kahramanı oldular. Rusya, başından itibaren bu Kafkasya'yı işgal ve ilhak ihtirası uğruna, 1860 yılını İmamlar Devri olarak bilinen mücadele devresinin sonuna kadar 9 milyon askerini harcadı. Kafkas Halkları ise bu zaman zarfında beşeri ve maddi kaynakları açısından tükenme noktasına geldiler. O tarihte mücadelelerinin nihayetlenmesinin yegâne sebebi bu oldu.
BEŞ ASIRLIK GAZAVAT
20. yüzyıl başlarında Zelimhan Hacı, Uzun Hacı gibi kahramanların önderliğinde bağımsızlık mücadelesini sürdüren Çeçenler, Stalin zamanında topyekûn vatanlarından sürülerek cezalandırıTırken,º 750 bin nüfusla sürüldükleri İç Asya çölleri ve Sibirya buzullarından 1956 yılından itibaren 400 bin nüfusla anayurtlarına dönebildiler. Gene de Rus esaretini kabullenmeyen Çeçenler, 1992 yılında Rus provokasyonu sonucu öz kardeşleri İnguşların ayrılmasına rağmen, nüfusları bir milyonu geçkin bir halde, bütün güçlerini yalnız Allah'tan (azze ve celle) alarak, yaklaşık beş asırlık hürriyet ve valan savaşlarını yılmadan, yorulmadan sürdürüyorlar. Rusların yüzyıl süreyle adeta tapındığı Karl Marks'ın ancak bu konuda doğru bir tavsiyesi var: “Hürriyet nasıl elde edilmesi lazım geldiğini Kafkasya Dağlılarından ibretle öğreniniz. Hür yaşamak isteyenlerin nelere muktedir olduğunu görünüz. Milletler onlardan ders alınız.”
Stalin, İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye'ye saldırmayı planladığı için, sınırdaki
Türklerin tamamını, Kırım, Ahıska, Karaçay Türklerini, Sibirya ve Türkistan'a sürgün etmişti. Aynı tarihte Türkiye'den de Kars, Ardahan ve Artvin'le birlikte Boğazlar'dan üs istemişti.
İMAM MANSUR’DAN GENERAL DUDAYEV’E
18. yüzyıl sonlarında İmam Mansur önderliğinde vatanlarını Ruslara karşı müdafaa eden Çeçenler, 20. asrın sonlarında aynı mukaddes cihadı General Cevher Dudayev'in önderliğinde yapıyordu. Lider Dudayev'in etrafında kenetlenen Çeçenler 1991 yılı Eylül ayında bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ve böylece
Çeçenler 1991 yılı Eylül ayında bağımsızlıklarını ilan ettiler. Ve böylece Rusların indinde ölüm fermanlarını bizzat imzalamış oldular.
Mihail Gorbaçov’un 1985 yılında KP Genel Sekreterliği'ne gelmesi ile birlikte dağılma sürecine giren Sovyetler Birliği'nden Federe Cumhuriyetler tek tek ayrılırken; özerk 15 Cumhuriyetten biri olan Çeçenistan da önce egemenlik ilanında bulundu. Bağımsızlık yolunda ilerlemeye devanı eden Çeçenistan 6 Eylül 1991 yılında bağımsızlıklarını bütün dünyaya ilan elti.
İşgale Hazırlık
Moskova'daki İktidar çekişmeleri sebebiyle işgal harekâtı bir süre gecikti. Bu süre zarfında iktidar yolunda Gorbaçov ve ekibini saf dışı bırakan Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Başbakan Viktor Çemomirdin, Savunma Bakanı Pavel Graçov, Gizli İstihbarat Servisi
Başkanı Sergey Stepaşin ve Dışişleri Bakanı Andrei Kozirev'den
Çeçenistan Cumhuriyeti'nin başşehrinin Çeçence adı Sölchakale'dir. Ruslar, "korkunç" anlamına gelen "Grozni" ile değiştirmişlerdi
Haydar Aliyev'in Komplosu
Azerbaycan üzerinden Çeçenlere yardım gittiği şeklindeki iddiaların Moskova gazetelerinde yer alması ve Cevher Dudayev'le İskender Hamidov arasında aşağıdaki gibi bir konuşmanın geçtiği haberi Haydar Aliyev için bulunmaz fırsattı. Eski KGB Generali bu fırsatı kaçıramazdı:
Dudayev: Bize acele mayınlar,