Bir düşünürün en önemli görevi, içindeki ses onu nereye götürürse götürsün, o sesin peşini bırakmamaktır. Bunu yerine getirmeyenler büyük düşünür olamazlar.
Şiddetli dürtüler,ancak dengelenemedikleri durumlarda tehlikelidir. İnsanların kötü davranmasının sebebi, dürtülerinin güçlü olması değil, vicdanlarının zayıf olmasıdır.
“İnsanlar hala şunu anlamıyor; Dünyaya çocuk getirmek sadece karnını doyurmak değil, zihnini de eğitmektir. Aksini düşünmek, hem zavallı çocuğa hem de topluma karşı işlenmiş bir ahlak suçudur."
Tartışma özgürlüğü olduğu takdirde reddedilebilecek bir fikri "kesin gerçek"olarak kabul etmek bizleri karşı tarafın fikirlerini dinlemeden kendi bildiğini okuyan insanlara dönüştürür.
Parlak bir geleceği olsa da, kafir ya da sapkın damgası yemekten korktuğu için bağımsız bir şekilde düşünmekten korkan aydınlardan oluşan bir dünya ne büyük kayıplar vermektedir, kim bilebilir ki?