Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Paganizmin Kökenleri 1.Cilt

George Stanley Faber

Paganizmin Kökenleri 1.Cilt Gönderileri

Paganizmin Kökenleri 1.Cilt kitaplarını, Paganizmin Kökenleri 1.Cilt sözleri ve alıntılarını, Paganizmin Kökenleri 1.Cilt yazarlarını, Paganizmin Kökenleri 1.Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Filistinliler, Babilliler ve Tibetliler gibi, Cuth'lar (Kuş) ve İskitlilerle aynı ırktandılar.
Serpent, benzer dünyalar ardışıklığı doktrininde öğretildiği gibi, hem sonsuzluğu, hem astronomik bir döngüyü hem de bir küre ya da daire ile birleştirilmiş bir yılanla sembolize edildiği gibi hermafrodit büyük babayı temsil etmiştir.
Reklam
Serpent ve halka ya da yumurta, ister Britanya, Persia, Mısır, Fenike ya da isterse Hindistan'da olsun, pagan mtolojisinin büyük baba ve büyük annesini sembolize ederler.
Yılan, büyük babayı, yumurta da büyük anneyi göstermektedir: ikisinin birleşimi olan hermafroditten de Kainat'ın doğduğu düşünülmektedir.
Yumurta ve lotus aynı şeyi işaret etmektedir, ve her ikisi de eşit derecede gemi Argha ile özdeşleştirilmektedir: bu tufan gemisi kabul edildiği gibi tanrıça Bhavani ya da Isi'nin bir formudur: bu yüzden büyük anne hem Gemi ya da küçük dünya ve Büyük gezegeni ya da daha büyük olan dünyadır.
Zeka Prensibi, ışık ve iyilikti: Materyal Prensip, karanlık ve kötülüktü.
Reklam
Japonlar için phoenix, Kirin diye adlandırılır; Türkler ise ona Kerkes derler. Pers destanının Simurg'udur.
Phoenix, garip bir şekilde, dünyanın yaptığı gibi, kendini tekrar üretme gücüne sahiptir. Onun beş yüz yıl süren uzun hayatı sona geldiğinde, kendisi için bir meşe ağacının dallarında ya da bir palmiye ağacının tepesinde aromatik bir yuva hazırlar; çalışması bittiğinde üzerine yerleşir ve güzel kokuların ortasında hayatını sonlandırır. Ölü kuşun bedeninden, ebeveyninin de önceden yaptığı gibi aynı uzun hayatı sürdürecek genç bir kuş çıkar.
Doğum, varoluş halindeki değişimden başka bir şey değildir: ölüm, yalnızca tek bir varlık periyodunun ara verişidir. Biz, altın bir çağdan demir çağına geçtik ve benzer seriler içinden tekrar tekrar geçeceğiz.
Kim bilir, der, yaşamak denilenin ölüm olmadığını, ya da, ölüm adı verilenin daha çok yaşam olup olmadığını.
Reklam
Bizim ruhumuz, der, bu mevcut insan formunda var olmadan önce başka bir yerdeydi: ölümsüz olmak için oradan vücuda gelir ve aynı şekilde ölümden sonra varlığını sürdürecektir. Doğanın sürekli döngüsünde, yaşam ölümden üretilir; ölümün yaşamdan üretildiği gibi.
Ayrıca o, ahlaki olduğu kadar, belli fiziksel değişiklikleri de detaylandırır. Dünyanın farklı bölümleri, bozulmaya ve değişime eğilimlidir; bazen deniz tarafından meydana gelen bir sel ile, bazen de savuran rüzgarlar ve yeraltı sularının sessiz operasyonuyla: bu arada, dünya maddesinin kendisi bozulmaya elverişsizdir.
Valhall kahramanları, tanrıları desteklemek için boş yere uğraşacaklardır, zira onlar düşmanlarını yenecek olsalar da, yine de onlarla birlikte düşeceklerdir. Başka bir deyişle, o büyük günde ister iyi ister kötü olsun, bütün alt ilahlar, her şeyin kendisinden ileri geldiği büyük ilahiliğin göğsünde yine bir çatışma içinde olacaklardır. Bundan sonra, dünya ateşlerin bir kurbanı olur; ancak onlar, yok etmekten çok onu arındırmak içindir; çünkü sonrasında onun görünüşünü daha güzel, daha hoş ve daha bereketli yapacaktır.
Ölen doğanın sesi, artık insan tarafından duyulamayacaktır. Onun zayıflatılmış duyuları, sanki tamamen tükenmiş gibi, kalbi, zalim ve insanlık dışı tutkulara kurban edecektir.
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.