Sanayi kapitalizminin çekirdeğinde böyle bir devletin yaratılması, farklı çıkarlar arasındaki karmaşık bir danstı. Yükselen bir fabrikatör sınıfı, çıkarlarının tanınması için baskı uygularken, devlet adamları ve bürokratlar dünyadaki kendi üstün konumlarının, Büyük Britanya'nın hızla genişleyen üretim kapasitesine dayandığını anlamaya başlıyordu. Üreticiler çeşitli rakip çıkarlara, örneğin Doğu Hindistan Şirketi'ne ve toprak sahibi aristokratlar gibi rakip seçkinlere karşı çarpışıyordu. Ancak tüccarlar ve üreticiler, devletin bağımlı olacağı önemli kaynaklan ellerinde topladıkça, bu kapitalistler ulusal ekonominin içindeki büyüyen önemlerini, politik nüfuza dönüştürebilecekti.Pamuk fabrikası sahipleri politikada gitgide daha etkin hale gelecek, bunun doruk noktası olarak 1832'deki Reform Kanunu onlara oy hakkı tanıyarak, tekstil müteşebbislerinin Avam Kamarası'na girmesine izin verecek, buradaki işadamlan, Mısır Kanunları'ndan Ingiliz kolonilerinin yayılmasına kadar, sanayilerinin (küresel) çıkarlarını savunmak için şiddetle lobicilik yapacaktı