Tanpınar bir gün bana, "İstesek de, istemesek de Müslümanız biz" demişti. Neden demişti, hangi sözden, konudan geçtik oraya, şimdi bulamıyorum, ama o söz üzerinde uzun uzun düşünmüşümdür.
Biz dinimizi, ulusumuzu, yurdumuzu kendimiz secmemişizdir, onlar verilmiştir bize, onların içine doğmuşuzdur. Nitekim. dinsizliği seçenlerimiz de, dinin kimi buyruklarına, en azından kimi törenlerine katılıyorlar.
Ölümüzü dinin eline bırakıyoruz en başta. Gerçi arada bir, "Öldüğümde cenaze narnazı istemem" diyenlerimiz olmuyor değil, ama kirmse dinlemiyor onları, bal gibi kılıyorlar adamın cenaze namazını.
Neden derseniz, dinsizler için bir mezarlık yok yurdumuzda, kurulmamış daha. Aynca çoğumuz dinsel cenaze törenini ölüme karşı bir saygı gereği gibi almaya yatkınızdır.
Ölüyü, kimse görmeden, duymadan gömemiyoruz, toplanılsın, bir araya gelinsin, ölü topluca düşünülsün istiyoruz.
İnsanoğlunun yok olmaya karşı direnişi, başkaldırışıdır bu.
Ölümü anlamıyoruz hâlâ, razı olamıyoruz ona.