Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü

Bülent Ulus

Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü Gönderileri

Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü kitaplarını, Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü sözleri ve alıntılarını, Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü yazarlarını, Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
264 syf.
9/10 puan verdi
Üniversiteler ne kadar iyi ise!
Sol bakışlı olarak yazılmış, özellikle de üniversite eylemlerine değinilmiş. Çünkü bu kitap üniversite öğrencilerinin beğenmedikleri yozlaşmış yönetimine isyanını anlatıyor. Despotluğun ve yönetici zihniyetin bugünden farkı olmayan bir dönemdeki öğrencilerin bu dönemden bıkmışlığını kitap, arada dramatize ederek arada realize ederek bizlere sunuyor ve okurken okuru hiç sıkmıyor. Esasen her türden kitap okuyan biriyim bu nedenle alakalı olmadığım konuları da okurum. Bu kitap ise alakalı olmadıklarımdandı ve hiç sıkmadı. Mutlaka her Türk gencinin göz gezdirmesi gereken bir kitap. Unutmayın bu kitap 27 Mayıs darbesini anlatmıyor. 27 Nisan üniversite olayları ve 555k'yı anlatıyor. İyi okumalar
Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü
Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı ÖyküsüBülent Ulus · Kor Kitap · 201924 okunma
Parola: 555K
Mülkiye Marşı, bir fakülte için yazılmış alelade bir şarkı değildi. Mülkiyelilerin çok iyi bildiği gibi, sorumluluk ve mücadele demekti... "Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz, Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz, Gül ki sen, neşenle gülsün ay, güneş, toprak ve deniz, Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Sayfa 64 - 5.5.1960 Saat:5 KızılayKitabı okuyacak
Reklam
555K
... uzun boylu, zayıf bir kadın çıktı yüksekçe bir yere ve "Arnavutköy Kız Koleji'nin desteğini açıklıyorum" diyerek mesajını okudu. Diğer öğrenciler bu genç kadını alkışladı. Yaptığı etkili konuşma üniversitedeki tüm öğrencileri etkilemişti. Bu öğrenci, Tomris Uyar'dan başkası değildi.
264 syf.
·
Puan vermedi
Tarih hep mi tekrar ediyor?
Bizim ülkemizde demokrasi anlamını en çabuk yitiren kelimelerden sanırım. Bu kitap; demokrasiyi tek parti döneminin tek düzeliğinden kurtarıp çok sesliliğin özgürlüğüne ve gelişimine ulaştırmayı hedeflerken demokrat olmak isteyip koltuğun sıcaklığıyla içinden geldiği halkı unutup makyavelist olan demokrat partiyi anlatıyor. Kitabın başlığı 27 Mayıs darbesine gidilen süreçte tabiri caizse son kurşunu sıkan öğrenci olaylarının toplanma parolası olan 555K. Türk siyasi tarihinde de yer edinen bu parola 5. Ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da toplanılacağını öğrenciler arasında kulaktan kulağa fısıldamak için kullanılmış. Kitap yerinde araştırmalarla, dönemin şahitlerinden anekdotlarla olayları açık bir şekilde anlatıyor. Objektif bir şekilde anlatılan dönemde ne yazık ki tek parti döneminde yapılan yanlışlar da, o yanlışları düzeltmek için devralınan yetkilerin başka yanlışlar için kullanılmaya başlanması da görülüyor. Demokrasinin temelinde insan olmalı. İnsan haklarını yok sayan, erki kutsayan, adaleti kendi çarklarında işleten her yönetim sistemi ve kadrosu kendi kendini sindirir, yok eder. Salt insan olduğumuz için eşit yaşamalı, düşmanlıktan sıyrılmalı hülasa insan kalmalıyız.
Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı Öyküsü
Parola 555K: Bir Başkaldırının Sıradışı ÖyküsüBülent Ulus · Kor Kitap · 201924 okunma
555K
" Şimdi ay doğar bulutlar arasından Kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri Hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri Cebren ve hile ile haklarımızı alan Zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçken Biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi Türküleri duyuyor musunuz nice derin Yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda Karanlığı tutuşturup bir köşesinden Geceyi gündüze çevirenlerin Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya Anamız çay demliyor ya güzel günlere Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız Bu, böyle gidecek demek değil bu işler Biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz." - Cemal Süreya-
Ve görüyoruz ki, hiçbir şey yoksa bile elde, ne istediğini bilen, bilime, hürriyete inanan gençler bir ıslıkla da hürriyete davet edebilir. Ve o ıslık sesi kapkaranlık iktidarları korkutabilir... Barış ve hürriyet isteyen gençlerin ıslığı, demokrasiye ihanet edenleri tir tir titretebilir...
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Bazıları kalkıp hak ve hürriyet taleplerini darbe zemini oluşturmak olarak lanse etmeye çalışıyor, ki aslı demokrasiye zemin oluşturmaktır, altını çiziyoruz. Türkiye'de tarih yazıcılığı "tarihe rağmen" yapılıyor. Bu tarihe şirk koşmaktır, not ediyoruz.
Sayfa 146Kitabı okudu
Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya Anamız çay demliyor ya güzel günlere Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız Bu, böyle gidecek demek değil bu işler Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz Ama bir ağızdan tutturdumuğuz gün hürlüğün havasını İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
Sayfa 145 - Cemal SüreyaKitabı okudu
Eylem gününü ve saatini belirlemek, ancak bunu doğrudan ifade etmemek gerekiyordu. Eylem tarihi netleşince artık Kızılay'da birbirini tanır hale gelen öğrenciler aynı şifreyi paylaşmaya başladı. "555K, beş yüz elli beş ka..." Beşinci ayın beşinde, saat beşte, Kızılayda!
Sayfa 111Kitabı okudu
HÜRRİYET KAVGASI Beyazıt'ta şehit düşen silkinip kalktı kabrinden, ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını yıktı Şahmeran'ın mağrasını.
Sayfa 80 - Nazım HikmetKitabı okudu
Reklam
Hafif uzun burunlu, biraz da uzun boylu, zayıf bir kadın çıktı yüksekçe bir yere ve "Arnavutköy Kız Koleji'nin desteğini açıklıyorum" diyerek mesajını okudu Diğer öğrenciler bu genç kadını alkışladı. Yaptığı etkili konuşma üniversitedeki tüm öğrencileri etkilemişti. Bu öğrenci, Tomris Uyar'dan başkası değildi.
Turan Emeksiz'in öldürüldükten sonra götürüldüğü hastanede, üzerinden bir tiyatro bileti çıkmıştı. Bu hayat dolu öğrenci, öldürülmeseydi o akşam Haldun Taner'in Fazilet Eczanesi oyununa gidecekti...
27 Nisan 1960 günü Marmara öğrenci Lokali'nde Tıp Talebe Cemiyeti'nin toplantısında bir araya gelen öğrenciler de toplantı gözetimi altında tutmak hükümetin soluğunu hissettirmek için orada bulunan polisler de tarihi bir eşikte olduklarını bilmiyordu. O akşam yaşanacaklar Türkiye'de sivil itaatsizlik eylemlerinin ve hürriyet mücadelesinin kıvılcımı olacaktı. "Ham meyvelerin dalından koparılacağı", bir ıslığın yarattığı titreşimin muktedirleri çaresiz bırakacağı günlere yürüyen dakikalarda, kimse kopacak fırtınanın farkında değildi... Öğrenciler bir telgraf çekmek istiyordu. Polisler ise gözdağı vermek..
Biz şimdi yan yana geliyor ve çoğalıyoruz Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını İşte o gün sizi Tanrılar bile kurtaramaz.
Sayfa 145 - Cemal SüreyaKitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.