William Somerset Maugham (1874-1965)'un 1921 yılında, çeşitli dergilerde yayımlanmış üç kısa öyküsü.
1- MACKINTOSH: Samoa takımadalarının en büyüklerinden
biri olan Talua'da çeyrek yüzyıldan beri yöneticilik
yapan Walker'in yardımcılığına atanan Macintosh'un bakış açısıyla hayat öyküsü. Acımasız bir baba gibi adayı yöneten Walker hakkında ne desek boş.
2- EDWARD BARNARD'IN SONU: İflas eden bir ailenin oğlu olan Edward'in servet elde ederek tekrar yaşadığı şehre ve nişanlısına dönmek için gittiği bir sömürge adasındaki müthiş dönüşümü. Arkadaşı Bateman Hunter'in onu geri dönmeye ikna etmeye çabaları karşısında, Edward'ın modern toplum eleştirileri dile getiriliyor.
3- YAĞMUR: Misyoner bir aile olan Davidsonlar ile Macphailler'in görev yerlerine giderlerken geçici olarak kaldıkları bir adada komşuları olan bir "hanımefendi"yle yaşadıkları konu edilmiş. Sadie Thompson'un taşkın hareketleri, komşularına verdikleri rahatsızlıkla mücadele etmeye kararlı Davidson misyoner kimliğiyle oldukça etkin. Ama o da bir erkek sonuçta.
Pasifik ÖyküleriW. Somerset Maugham · Cumhuriyet Yayınları · 200022 okunma
Şimdi Chicago'yu düşünüyorum da karanlık, taş yapıları ve bitmeyen gürültüsüyle bana bir cezaevi gibi geliyor. Peki
tüm bu koşuşturma neye yarıyor? İnsan yaşamdan mutlu
olabiliyor mu?
"Ama, bunun sonucunda iyi ve kötü arasındaki ayrımı göremez oluyorsun."
"Hayır, o çizgi kafamda eskisi kadar belirgin; ama kafamda bulanık olan şey iyi adamla kötü adam arasındaki ayrım.
William Somerset Maugham İngiliz oyun, hikâye ve roman yazarıdır. Çağdaşlarının modernist akımın etkisinde yazdığı bir dönemde daha sade bir tarz seçmiş. Yazdığı oyunların sıkça sahnelenmesi sayesinde popüler bir yazar haline gelmiş Birçok eseri film olarak da uyarlanmış.
Sahafta bir eserini buldum ve yazarla tanıştım böylece. Bir kaç hikayeden oluşuyor eser. Tarzını sevdim. Gayet gerçekçi ve adına yakışır şekilde Pasifik Öyküleri idi.
Pasifik ÖyküleriW. Somerset Maugham · Cumhuriyet Yayınları · 200022 okunma
"Sınavlar için okurdum. Çağrılarda ben de laf yetiştirebileyim diye okurdum. Eğitilmek için okurdum. Burada zevk için okumayı öğrendim. Konuşmayı öğrendim. Biliyor musun, yaşamın en büyük zevklerinden biriymiş konuşmak. Ama bunun için boş zaman gerek. O zamana kadar çok işi olan biriydim ben. Ve giderek, bana yaşamda önemli gelen birçok şey boş ve bayağı gelmeye başladı. Bu koşuşturmaca ve bu sürekli çaba ne içindi?"