“Sizin gördüğünüz de buradaki kadar güzel mi?” diye sordu sonunda.
“Neredeki kadar güzel mi yavrucuğum?”
“O ‘dere kıyısı sahnesi’ kadar.”
Hemen cevap vermedim; dünyayı asla olduğu gibi değil de olması gerektiği gibi, sanki kötülük ve günah yokmuş gibi tasvir eden bu sözlerdeki inanılmaz uyumu düşünüyordum.
“Pekala,” dedim sonunda; “beyazı katıksız, hiçbir rengin olmadığı, tümüyle ışıktan ibaret bir şey diye hayal et; siyahı ise tam tersine bütün renklerin üst üste bindiği, her rengin daha da kararttığı bir şey olarak…”