Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Patrona İsyanı (1730)

Münir Aktepe

Patrona İsyanı (1730) Gönderileri

Patrona İsyanı (1730) kitaplarını, Patrona İsyanı (1730) sözleri ve alıntılarını, Patrona İsyanı (1730) yazarlarını, Patrona İsyanı (1730) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Patrona Halil yerli yersiz, her işe müdahale ediyor, usûl ve âdaba riayet etmeden gelişigüzel hareketlerde bulunuyordu. Mesela Sultan Mahmut'un kılıç kuşanması için, 6 Ekim 1730 Cuma günü icra edilen kılıç alayı merasimine, Patrona Halil, padişahın önünde ve müzeyyen bir ata sade elbiseleri, fakat çıplak ayaklarıyla binmiş olarak iştirak etmişti.
Sayfa 122Kitabı okudu
Zorbalar, her üç vezirin nâaşını da, türlü rezaletler içinde, evvela sürüye sürüye Et-meydanı'na götürdüler. Burada dahi akla gelmedik şekilde hakarette bulundular. Bilâhire bunlardan Kaptan-ı Derya Mustafa Paşa'nın cesedini getirip Horhor çeşmesi önüne; Kethüda Mehmet Paşa'nın cesedini de Et-meydanı kapısının yanına astılar.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
İbrahim Paşa, nihayet sadarete tayininden dört gün evvel, bir türlü anlaşamadığı ve uzun zamandır mücadele halinde bulunduğu şeyhülislam Ebû İshak İsmail Efendi'yi azl ile Sinop'a sürmeye muvaffak olmuş ve yerine, kendi himayesi altında, kısa fasılalarla terfi eden, Yenişehirli Abdullah Efendi'yi maşiyhata getirtmiştir.
Patrona Halil, halk arasında gaibden haber veren bir adam olarak da meşhurdu. Müahhar müelliflerimizden Feraizi-zade Mehmed Said Efendi, onun dellallık ettiğini dahi yazıyor. Hasılı Patrona hayatı karışık ve karanlık bir insandı diyebiliriz.
Sayfa 103Kitabı okudu
Patrona Halil
Onun hakkındaki ilk bilgilerimiz, ancak Patrona isimli bir gemide veya Patrona gemisinde levend olarak vazife görmesinden, hatta bu gemide bir ayaklanma dahi tertip etmesinden itibaren başlamaktadır.
Sayfa 101Kitabı okudu
Devrin harp işleri, helva sohbetlerinde görüşülüyor ve bunları tekrar diğer eğlenceler tâkib ediyordu.
Reklam
3.Ahmet ile damadları ve bilhassa İbrahim Paşa ile bunun damadları Mustafa ve Kethüda Mehmet Paşa'lar, Şeyhülislam Abdullah Efendi, İlmiyeden daha bir kısım büyük şahıslar ve sair devlet ricali, sık sık, her fırsattan istifade ederek toplanmakta ve eğlenceler tertip etmektedir.
3.Ahmed'in iskatından sonra, âsilerin Boğaziçi'nde ve bilhassa Kâğıdhane'deki kasırların imhasını istemeleri de, İbrahim Paşa devri sefahatlerinin isyan âmilleri arasında bulunduğuna delil teşkil eder.
Sayfa 40 - ISKAT: Düşmek SEFAHAT: Zevk ve eğlence düşkünüKitabı okudu
Muayyen bir zümrenin müreffeh yaşamasına mukabil, memlekette gözle görülür şekilde bir geçim güçlüğü hüküm sürüyordu. İşsizlik gayet fazla idi ve bu husus İstanbul'da bulunan garp medeniyetleri elçilerinin dahi nazar-ı dikkatini celb edecek kadar ileri varmıştı.
Halk sefalete yakın bir zaruret içinde ömür sürerken, başta padişah olduğu hâlde, bütün devlet ricâlinin birbirleriyle rekabet edercesine israf ve sefahatde bulunmaları, İstanbul'un muhtelif yerlerinde saraylar, kasırlar, bahçeler yaptırıp buralarda eğlenceli ve sefihâne bir hayat geçirmeleri, isyanın müteaddid âmilleri arasında ayrıca bir ehemmiyeti hâizdir.
Sayfa 37 - SEFAHAT: Zevk ve eğlence düşkünü SEFİHANE: Eğlence ve lüzumsuz masraflara düşkün olarakKitabı okudu
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.