Paul Ricoeur'ün Baykuşu
Olivier AbelPaul Ricoeur'ün Baykuşu Gönderileri
Paul Ricoeur'ün Baykuşu kitaplarını, Paul Ricoeur'ün Baykuşu sözleri ve alıntılarını, Paul Ricoeur'ün Baykuşu yazarlarını, Paul Ricoeur'ün Baykuşu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şimdi tek yapabildiğim, yaşama arzumu başkalarına ifade etmek, yani yaklaştığım kişilere 'Siz de yaşıyorsunuz,' deme, varlıklarını selamlama arzumu sunmak.
Sayfa 61Kitabı okudu
Ölümle yaşamın kucaklaştığı sonsuz dönüşüm, oluşum döngüsünün belirlediği bir gezegen. Romantizmin gezegeni bu. Yıkımın, yok oluşun, acının, onların yerini alan başka bir varlık tarafından aşıldığı görkemli bir eser. Denizlerinin her damlası, içindeki yaşamla ışık saçar etrafa. Ebedi yaşamın hüküm sürdüğü yerdir orası!
Sayfa 49Kitabı okudu
Ne aradığın belli değil ki..
Sayfa 34Kitabı okudu
Her şeyi karmaşıklaştırıyorsun, çünkü her şeye birden evet demek istiyorsun. Sence, gerçekten ne istediğini biliyor musun peki?
Bütün halkların birbirini anlamasını mı istiyordun?
İnsan kendi sınırını araştırarak ulaşır sonsuza-
Sayfa 20Kitabı okudu
Hüznüm de neşem de yaşamın kendisinden geliyor!
Sayfa 19Kitabı okudu
Asıl mesele ölmeyi kabullenmek değil, doğmuş olmayı kabullenmek: Kendine evet diyebilmek.
Sayfa 16Kitabı okudu
Gerçek dünya nerede? Her şey yitip gidecek, bir tek sen varsın. Yalnızsın ve yakında sen de yok olup gideceksin.
Sayfa 15Kitabı okudu
O da hep geç kalmış ya da erken gelmiş, uzun yolculuklardan dönenlere özgü o tereddütlü varlığıyla, ya biraz ileride ya biraz geride görünüyor. Acaba bunun için mi bütün yaşamı boyunca, hayatta olmayanları, geçmişin büyük düşünürlerini birbirleriyle konuşturmuş, tartıştırmış.
Sayfa 13Kitabı okudu
Suçluluk duygusu olmadan iradeyi, zayıflık olmadan sorumluluğu nasıl düşünürüz? İnsanların, bir tarafı özgürlüğe bir tarafı kırılganlığa bakan iki çehresi var; bunların ikisini de göz önünde tutmak gerek.
İnsan kendi sınırını araştırarak ulaşır sonsuza.
Ergenlik çağının zorluğu da bu değil mi? Seçeneklerden birini seçme zorunluluğu olmadan, her şeyi kucaklamak istediğimiz o olağanüstü dönemin zorluğu.
Hep geç kalmış ya da erken gelmiş, uzun yolculuklardan dönenlere özgü o tereddütlü varlığıyla, ya biraz ileride ya biraz geride görünüyor.