Size göre muallim, gördüğünüz bu ilk mektep hocası hakir, fakir, hayal peşinde koşan, açlıktan nefesi kokan meczup bir adam... Fakat şimdi bir de beni dinlemeniz lazım... Şu istikbale doğru yürüyen insan selleri ne bakın! Memeden yeni kesilmiş denecek yaşta mini miniler, onlardan bir az daha kabacaları, bıyıklan yeni terliyen delikanlılar, sonra genç adamlar. . . Bunlar yer yüzünün yarınki sahipleri. Biz öleceğiz, onlar kalacaklar. . . Bir kısmı hakim olacak, adalet terazisini elinde tutacak, şaşmadan, vicdanının sesinden başka ses dinlemeden, riya, endişe, hatır, gönül bilmeden insan haklarını tevzi ve taksim edecekler….fakat günün birinde vatan dediğimiz mefhum için bir lahza düşünmeden, bir nefes fazla almadan, hatta göz kırpmadan can vermesini bilecekler. . . Eğer onlarda namus, şeref, doğruluk, merhamet hisleri bulunacaksa, eğer onların muhakeme kabiliyetleri, muhayyileleri, vicdanlan olacaksa, eğer vatanlarını tanıyacak, fazilet nedir bilecek, hayasızlık karşısında utanacak, istibdat karşısında şahlanacaklarsa işte bunları ben yaratacağım . . . Şu namuslu hakim bir hırsız, şu faziletli anne bir orospu, şu vatansever kumandan bir casus olabilir eğer ben olmasam. . . Evet, ben fakirim, fakat hazineler yaratıyorum .