Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fikir Mimarları Dizisi

Platon

Ahmet Cevizci

Platon Sözleri ve Alıntıları

Platon sözleri ve alıntılarını, Platon kitap alıntılarını, Platon en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Haksızlık etme fırsatını bulan herkes haksızlık eder."
Cahil kişi güzellikten, iyilikten ve akıldan yoksunken bunların hepsini kendisinde toplamış sanır."
Reklam
Sokrates'in Savunması
Bir insanın bilmediği şeyi bildiğini zannetmesi, en eleştirilecek olan konu değil midir?
Sayfa 210 - Say YayınlarıKitabı okudu
Eğer bana yanlışımı gösterirsen, senin bana yaptığın gibi kızmam; tersine, seni bana iyilik edenlerin en başına koyarım.
Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir.
Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alınteri ve vicdanı koymuştur
Reklam
PLATON'UN AKADEMİSİ
Platon, meşhur Yunan kahramanı Akademos'un sığınağının ya da mezarının hemen yanı başındaki bahçeyi satın alarak Akademi'yi kurdu. Akademi için en azından Avrupa'nın ilk büyük eğitim ve araştırma merkezi olduğu söylenebilir. Hukuki bir statü kazanabilmek için dini bir cemaat olarak organize olan ve yıkıldığı milattan sonra 529 yılına kadar
Sayfa 23 - Say YayınlarıKitabı okudu
- " (…) Sokrates: Eğer hakikate kavuşmak istiyorsan, sadece insanlarla yetinme! Bütün tabiata bak. [...] Eğer bunu yaparsan her şeyin her şeyden olduğunu göreceksin..."
Sayfa 61 - Say Yayınları
PLATON'UN DEMOKRASİ ELEŞTİRİSİ
Platon, doğallıkla insanların çok büyük bir çoğunluğunun irrasyonel davrandıklarına, yanlış inançlar tarafından şekillendirilip iştihaları ve bencil tutkuları tarafından yönetildiklerine inanır. Devlet'te tanımladığı patolojik insan tipleri arasında yer alan demokrasi insanını, ruhun iştiha parçasının egemenliği altında geçen bir hayat süren insan olarak tanımlar. O, görünüşlere bel bağlayan biri olup, böyle bir insanı belirleyen şey, arzulardır, çoğu zaman da zaruri olmayan arzulardır. Platon işte bu yüzden, eşitlik bağlamında yalnızca, onun politikaya genelin iyiliğinden ziyade salt kendi çıkarlarını gözeten, her türden güç ya da iktidar tutkunu bireylerin dahil olmasına yol açtığını söyler. Platon'un gözünde o, kapılarını demagoglara, potansiyel diktatörlere yol açan bir rejim türü olup tiranlığa götürebilir. Yine aynı bağlamda ve özellikle de Atina'daki örneklerden yola çıkıldığında, Platon demokrasinin gerekli liderlik özelliğinden, iyi bir yönetim için vazgeçilmez olan bilgi ve beceriden yoksun insanların iş başına gelmesine izin vermesi dolayısıyla istikrarsız bir yönetim biçimi olduğunu ileri sürer. Buradan da anlaşılacağı üzere, Platon'un demokrasiye yönelik en sert eleştirisi, bilgi üzerinden gerçekleşir ve demokrasinin bilgiye, üstelik felsefi bilgiye dayanmayan bir rejim olduğuna dikkat çeker.
Sayfa 166 - Say YayınlarıKitabı okudu
PLATON'DA EVREN VE İNSAN İLİŞKİSİ
Fiziki dünya ve ya bir bütün olarak evren, Demiourgos'un bir kosmos, yani düzenli bir evren yaratmak amacıyla, ezelden beri var olan kaosa veya şekilsiz maddeye, değişmez ve ezeli-ebedi bir modeli taklit ederek, matematiksel bir düzen yükleyen ilahi bir sanatçının eseridir. O, İdeaları model olarak alıp, dünyayı, doğanın imkan verdiği ölçüde yetkin bir varlık alanı şeklinde tasarlayarak yaratmış olan ilahi bir akıl ya da Demiourgos'un faaliyetiyle ortaya çıkar. Doğayı canlı ve akıl sahibi bir varlık olarak tasavvur eden Platon, bununla elbette, dünyanın veya doğanın bütünüyle düzenli ve güzel olduğunu anlatmak ister. Buna göre, doğanın davranışı da düzenli olmak, ondaki şeylerin de, aynen akıl sahibi insanda olduğu gibi, gelişigüzel veya rastgele değil de, zorunluluk tarafından belirlenen doğanın izin verdiği ölçüde, "en iyiden yana" olmak durumundadır. Bu ise, hiç kuşku yok ki, evrendeki düzenin, sadece aklın ifadesi ya da tezahürü olmak anlamına değil, fakat anlama ve taklit etme açısından insan için de bir model olduğu anlamına gelir. Başka bir deyişle, evrenin düzeni, sadece entelektüel merakımızı gidermekle kalmaz, fakat bir yandan da ahlaki taleplerimizi karşılar. Biz, akıl tarafından düzenlenmek ve şekle sokulmak durumunda olan benliğimizde hayata geçirmek zorunda olduğumuz, bize "iyi hayat"ı temin edecek düzeni, onda buluruz.
Sayfa 65 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Platon'un çocukluğu ve gençliği aristokratik bir ortamda, edebiyata ve felsefeye dönük ilginin gelenekselleşmiş olduğu bir çevrede geçmişti. Grek aristokrasisinin geleneklerine ve normlarına göre yetiştirilen Platon, oldukça nitelikli bir jimnastik eğitimi yanında, müzik, bilim ve edebiyat öğreniminden oluşan iyi bir eğitim aldı. Enstrüman çalmayı, lirik ve epik şiir yazmayı bilen Platon, tarih, aritmetik, geometri, astronomi öğrenmişti. Diyaloglarda ozanlara yapılan göndermelerden ve alıntılanan kimi dizelerden de kolaylıkla anlaşılacağı üzere, edebiyat bilgisi hayli derindi. Hatta gençliğinde lirik ve dramatik şiirler yazmış ve bir ozan olmayı istemiş olan Platon, bu türden bütün eserlerini ve tragedyalarını, Sokrates ile tanışıp onun öğrencisi olduktan sonra yakmıştır. Bütün hayatı boyunca felsefeyle ve felsefe eğitimiyle meşgul olan Platon, hiç evlenmemişti.
Sayfa 19 - Say YayınlarıKitabı okudu
Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir.
PLATON'UN DOĞA BİLİMLERİNE BAKIŞI
Her ne kadar Platon'un ilk ve temel ilgisi İdealar olsa da, ontolojik bakımdan, içerdiği değişme dolayısıyla eleştirdiği duyusal dünyanın mümkün en iyi dünya ve var olan dünyaların en iyisi olduğu unutulmamalıdır. İçinde yaşadığımız dünya, varlığa gelen şeylerin en hoş ve en güzelidir, çünkü o söz konusu olabilecek en yetkin modele göre
Sayfa 117 - Say YayınlarıKitabı okudu
PLATON'DA ETİK VE SİYASET İLİŞKİSİ
Platon, Atinalıların çok önemli bir çoğunluğunun ruhlarına, entelektüel yetenekleri ve melekeleri önemli ölçüde dışta kalacak şekilde, iştihanın egemen olduğunu, bu yüzden onların doğru ahlaki kararlar alamadıklarını, arzularının objelerinin gerçek olduğuna inanan bu insanların yanlış hesap yaptıklarını savunur. Bununla birlikte, bu egemenliği
Sayfa 151 - Say YayınlarıKitabı okudu
PLATON KOZMOLOJİSİ
1. Bazı şeyler oluş ve bozuluşa hiç tabi olmaksızın hep vardır. 2. Bazı şeyler ise, hiçbir zaman mutlak bir varlığa sahip olmadan, varlığa gelir ve yok olup giderler. 3. Bir şey, ancak ve ancak hep var olduğu, yani sürekli bir varlığa sahip olduğu takdirde, o, kendisinin rasyonel bir tarzda hesabını verebilecek olan akıl yoluyla kavranır. 4. Buna mukabil, bir şey oluş ve bozuluşa tabi olduğu, yani varlığa geldiği ve sonradan yok olup gittiği takdirde, o, akıl yürütme ihtiva etmeyen duyu algısına dayanan sanı (doksa) tarafından idrak edilir. 5. Evren oluşa tabi bir şey ise eğer, a. o, gözle görülebilir, elle tutulabilir bir şey olup bir cisme sahiptir. b. Bir şey gözle görülebilir, elle tutulabilir olup bir cisme sahipse, o algılanabilir bir şeydir. c. Bir şey algılanabilir bir şeyse eğer, o, oluşa tabi olup varlığa gelir ve gider. 6. Bir şey varlığa geliyorsa eğer, ona başka bir şey tarafından neden olunur. 7. Evrenin nedeni, onu bir modele göre şekillendiren bir sanatçıdır. a. Evrenin modeli ya sürekli bir varlığa sahip olan ya da oluşa tabi olan bir şeydir. b. Evrenin kendisi güzel ve sanatçı da iyi ise eğer, evrenin modeli sürekli bir varlığa sahip olan bir şey olmak durumundadır. c. Evrenin kendisi güzel olmayıp sanatçı da iyi olmayan biriyse, onun nedeni oluş ve bozuluşa tabi olan bir şey olacaktır. d. Evren, en yüksek derecede güzeldir. e. Sanatçı da en yüksek derecede iyidir. 8. O halde, evren, ezeli-ebedi bir modele göre şekillenmiş olan bir zanaat eseridir.
Sayfa 66 - Say YayınlarıKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.