Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir İngiliz Subayının Anıları

Plevne Meydan Muharebesi

Frederick William Von Herbert

Plevne Meydan Muharebesi Sözleri ve Alıntıları

Plevne Meydan Muharebesi sözleri ve alıntılarını, Plevne Meydan Muharebesi kitap alıntılarını, Plevne Meydan Muharebesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir millet, yaptığı üç harpte muzaffer olan ve ismi telgraf hatlarının ulaştığı ve gazetelerin çıktığı her yerde duyulan Plevneyi unutabilir miydi? Sultanın idaresinde bulunan memleketin her tarafında, bütün kahvelerde, kahraman Osman Paşayı öğen ve Plevnenin düşmiyeceğini söyliyen şarkıların çağırıldığını haber alıyorduk. Türkiyede hiç kimse Osman Paşadan ve Plevneden başka hiçbir şey konuşmuyordu. Çocuklar «Plevne» oyunları oynuyorlardı. Camileri dolduran cemaatler, harp tanrısına şimdiye kadar gösterdiği yardımın bundan sonra da esirgenmemesi için dua ediyorlardı.
Sayfa 227Kitabı okudu
İnsanlık hissi, hiç olmazsa erişebileceğimiz yerlerde bulunan yaralıları toplamağa bizi sevkediyordu. Gece çok karanlıktı. Ele geçirilen fenerlerle neferleri bu işe gönderdik. Sabaha kadar, aralarında birçok da Rus bulunan yüz yaralı toplanmıştı. Tabyada bizim taburunki de dahil olmak üzere üç cerrah vardı. Bunlar, eldeki eksik vasıtalarla ellerinden geleni yapıyorlardı. Bunları kolları sıvalı, elleri kan içinde, üstleri başları sırsıklam, yüzlerinde ter taneleri birikmiş bir halde bu tasviri imkânsız işle uğraşırlarken gördüm. Bunlar, bıçakları ve testereleri ile engiziyon mezallimcilerini andırıyorlardı. Gömlekler, sargı bezi olarak kullanılıyordu. Bunlara bir takım gönüllüler yardım ediyorlardı. Fakat manzara, en katı yürekli adamı bile hasta edecek kadar feciydi. Hayat makinesinin bir kısmı sökülür gibi bir yarım surat bir tarafa atılıyordu, bir, bacak, bir kol koparılıyor, bağırsaklar sarkıyor, kan birikintileri içinde beyin parçaları ve kopmuş bağırsaklar canlı solucanlar gibi yüzüyordu. Kesilmiş kollar ve bacaklar, birer köşeye fırlatılıyordu.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Üçüncü Plevne harbinde Türklerin gösterdiği yararlık, mağrur ve imanlı bir milletin oğullarının vatanperverlikten ilham aldıkları zaman ne kadar yükseklere yükselebileceğini, üstün istila kuvvetleri, müş­terek tehlike karşısında bir millet faziletinin nasıl birlik ve intizam içinde şahlanabileceğini, bu milletin sevilen bir lider idaresinde ne mane­vi bir azamet iktisab edeceğini, doğ­ru bir dava uğrunda şuurlu çarpıştıkları için eğer şehid düşerlerse cennet kapılarının da kendilerine açık durduğuna kanaat beslediklerini göstermiştir.
-- Plevne Müdafaası Üzerinde kasaplık hayvanlar gibi üst üste yığılmış, çamurdan, kirden, kandan tanınmaz hale gelmiş, inil­deyen yaralılarla dolu araba kafileleri, öte taraftan gelen bir başka ka­file ile karşılaşıyorlardı. Bazı köşe başlarında yakılmış olan ateşlerin sarı ve titrek alevleri gece­nin zifiri karanlığını yer yer dağıtı­yor ve
Selanikten gelen rediflerden dördünün ayakları şiş­miş olduğu görüldü ve bu adamca­ğızlar, hiç istemedikleri halde geriye bırakıldılar. Bunları işe gönder­medim; ayaklarına içyağı sürdür­düm.
Kumandanlar ve İmamlar, askerin dini gayretini daima körük­lemek istiyorlardı. Fakat Türk askerinin dini taassubu çok daha az şahlanır ve umumi kanaat hilafına ondaki vatan sevgisi daha büyüktür.
Geri15
81 öğeden 76 ile 81 arasındakiler gösteriliyor.