Çocuklar büyürken hem güzel hem de güzel olmayan şeyler öğrenirler. Büyüklerin kötü dediği o güzel olmayan hareketleri yapan çocukların kalpleri giderek küçülür ve kirlenir.
Her çocuğun bir meleği vardır. Ben de senin meleğinim. Sen güzel şeyler düşündüğünde ve yaptığında kanatlarım büyür ve güzelleşir. Her düşüncesiz hareketinde ise giderek küçülür.
Çocuklar büyürken hem güzel hem de güzel olmayan şeyler öğrenirler. Büyüklerin kötü dediği o güzel olmayan hareketleri yapan çocukların kalpleri giderek küçülür ve kirlenir. Kalpleri küçüldükçe de melekleri onları bulamamaya başlar.
Simin'in mutlu gülümsemesi neredeyse tüm okulu aydınlattı. Ama tam sınıfa girerlerken bir "çiiiiip" sesi geldi çantasının kenarından. Gülümsemesi dudaklarında soldu Simin'in.
Ne oldu Po?
O teyzeye niye selam vermedin?
Ama o öğrenci ya da öğretmen değil, temizlik görevlisi.
Bu sefer çok daha güçlü bir "çiiip" sesi duyuldu.
Onu hiç tanımıyorum ki Po. İşim de düşmüyor, niye günaydın diyeyim?
Simin, insanları yaptıkları işlere göre ayırt etmek büyüklerden öğrendiğimiz en kötü şey. Şimdi sen bunu unut ve teyzeye kocaman bir günaydın de.
Simin, yanakları al al, temizlik yapan kadına yaklaştı. "Teyze merhaba!" dedi coşkulu bir sesle. Şaşıran kadın, başını kaldırıp "Merhaba" dedi.
İsminiz ne teyzeciğim, diye sordu Simin merakla.
Şenay.
Günaydın Şenay Teyze.
Günaydın yavrum.