Annem hep kalabalıktı. Çocuklar eteklerinde. Büyüyen gözleriyle çocuklar... Yılamazdı, yenilemezdi, kendi içine çekilemezdi, çocuklarının gözleri büyüyordu.
Bir genişlik, bir genişlik kaplasa içimi;
İçime bütün kamplar sığsa, bütün muhacirler, bütün hicretler;
Evimiz, köyümüz, şehrimiz, ülkemiz, bütün dünya;
Ve sonra bütün aydınlıklar...
OLMAZ MI?
İki tepe arasında çaresizlikle kaygıyla koşuşan anneyi; topuklarıyla çölde tepinen çocuğu; çocuğun topuklarından fışkıran suyu görünce yüzü aydınlandı Ebubekir'in. Gözlerine bir umut yerleşti.
Bir yakarış, bir güvercin, bir ankebut, yeryüzündeki en zayıf ev şimdi burasıydı. Gece ağırlaştı, karanlık koyuldu ve bir ağırlık olarak çöktü üzerlerine...