Acının böylesi insanı en korkunç kötülükleri yapabilecek biri haline getiriyordu. İçinde yakaladığı, böyle bir acıydı işte. Korkunç
bir kıskançlık duyuyordu, neredeyse kudurtan bir kıskançlık.
Gözlerinden bir perde kalkmıştı! Aman Tanrım! Gençliğinin en güzel yıllarını acımasızca boğup yok etmiş, yaratıcılık ateşini kendi elleriyle söndürmüştü.
Hak ederek değil, hırsızlama elde edilmiş ün, sahibine mutluluk vermez; onu ancak hak edenlerin, ona layık olanların yüreğini heyecanla, sevinçle titretir.
Peki o tuhaf, insanı huzursuz eden duygu nereden kaynaklanıyor? Doğayı böylesine milimi milimine tuvale aktarmak mı yanlış olan yoksa? İnsana rahatsızlık veren eksiklik, doğaya fazla sadık olmaktan mı kaynaklanıyor?