You can find Postmodern Edebiyat Kuramı: Giriş quotes, Postmodern Edebiyat Kuramı: Giriş book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Güzel ve iğrençten farklı olan yüce doğada bulunamaz, akılda bulunabilir. Yüce, hem “evrensel olarak geçerli” hem de “çıkardan bağımsız” iken, şeylerin yüce olduğuna hükmedecek analitik süreç, doğal a priori bir koşul değil, kültürel bir başarıdır.
Amerika’nın postmodern dünyada ‘gerçek’ gibi görünebilmesi olasılığının en temel kaynağıdır. “Bu evrene çocuksu bir görünüm verilmek istenmesinin nedeni, yetişkinlere özgü ‘gerçek’ ve başka bir evren bulunduğu düşüncesini onaylatma arzusudur. Disneyland bir çocuksuluğun gerçek anlamda her yere hâkim olduğunu gizleyebilmek için, yetişkinlerin de buraya gelerek çocuklaşmalarına olanak
tanımak ve gerçekte çocuk olmadıklarına inandırma amacıyla kurulmuş bir evrendir.”
Kitapların yanlış kullanımı sağlıklı öğrenimin ölümü demektir. İnsanlar okumuş oldukları şeyleri bildiklerini düşünüyor, öğrenmeye zahmet etmiyorlar. Çok fazla okuma sadece gösterişli bir cahil yaratır. Hiçbir çağda günümüzde olduğu kadar çok okuma olmadı ve yine de
hiç bundan daha az öğrenme olmadı dünyada; Avrupa’nın hiçbir ülkesinde Fransa’da olduğu kadar tarih ve gezi kitabı basılmıyor, ama yine de diğer ulusların düşünceleri ve töreleri hakkında hiçbir yerde burada olduğu kadar az bilgi yok. Bunca kitap bizi dünyanın kitabını ihmal etmeye sevk ediyor, halbuki bunca kitabı okusak bile her birimiz sadece
kendi sayfamıza bağlı kalıyoruz"
Daha düşük üretim maliyetleri, gazete, dergi, popüler roman ve çizgi roman türlerinde (ve ayrıca edebiyat, felsefe, teoloji, bilim, tarih ve diğer türlerde) ürünleri içeren bir basılı kültürün daha önce hiç olmadığı kadar geniş bir alana yayılması anlamına da geliyordu. Ancak modernist avangard, bilgi ve sanatın giderek demokratikleşmesini, bunun gerçek kültürel gelenekleri değersizleştirdiği ve estetik hayal gücünü öldürdüğü düşüncesiyle hor gördü. Modern endüstriyel toplum ancak horgörüye layıktı, çünkü sanat ve bilginin tahammül edilemez bir şekilde metaya indirgenmesini özendirmiş ve geniş kitlelere modernize bir dağıtımla çabuk kâr getirecek şekilde ulaştırılacak görüşler imal etmişti. Modernist entelektüel sınıf, pek çok insanın sevdiğinin sadece ucuz roman, beyaz pazen pantalon ve caz müziği olduğu kasvetli bir dünyayı (kitlelerin eleştirel beğeniden yoksunluğundan ötürü umutsuzluk duyarak) betimlemişti.
Diğer bir deyişle, tam da sağlam bir yapı kavramının kendisi bir yanılsama ise, belirli bir tür yazı olarak edebiyata ait ya da edebiyat diye nitelendirilebilecek herhangi bir yapı bulunamaz.
Şiir, bir uslamlama değildir, yani istencin kararlılığına göre uygulanacak bir güç değildir. Kimse “ben bir şiir yazacağım” diyemez. En büyük şair bile bunu diyemez, çünkü yaratımdaki akıl, değişken bir rüzgâr gibi görünmez bazı etkilerle geçici bir parlaklığa kavuşabilen sönmekte olan kömüre benzer; gücü, tıpkı geliştikçe solan ve değişen bir çiçeğin rengi gibi içinden çıkar; doğalarımızın bilinçli bölümleri onun gelişini ve ayrılışını önceden bilemez.
"İnsanlar karınca yuvası gibi yerlere doluş
sunlar diye değil, son noktasına kadar tüm dünyaya yayılsınlar diye yaratılmıştır. Yığın halinde daha çok kümelendikçe daha çok
yozlaşıp ahlâksızlaşıyorlar"
Önemli olan metakurmaca ya da postmodemizm olarak adlandırılması değil, “yeni” olarak kabul edilmesiydi. Böyle bir yazının genel anlamını yakalamaya yönelik ilk girişiminde Hassan, 1950’lerin yeni Amerikan romanının “kahramanına" dair ayırt edici beş özellik ileri sürer. Bunlar, kahramanın (1) İnsani eylemlerin “şans ve absürdlük” tarafından yönetildiğini; (2) Hiçbir ahlâki davranış normunun bulunmadığını; (3) Yabancılaşmanın insani yaşamın durumu olduğunu; (4) İnsani güdülerin “ironi ve çelişki'yle nitelendiğini; (5) İnsani bilginin “sınırlı ve göreli” olduğunu kabul etmesiydi.