Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Prof. Dr. Afet İnan

Arı İnan

Prof. Dr. Afet İnan Sözleri ve Alıntıları

Prof. Dr. Afet İnan sözleri ve alıntılarını, Prof. Dr. Afet İnan kitap alıntılarını, Prof. Dr. Afet İnan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü bilindiği gibi insanlar tanıdıkça sevgileri artar.
Genç dulu isteyenler olmuş fakat o, çok sevgili kocasının aşkına o kadar sadık ki, yeni bir eş istemiyormuş. Hatta ani olarak hastalanan ve ölüme giden kocasının son demlerinde ona bir de söz vermiş: "Senden başka kimseyi öpmeyeceğim," diye. Gerçekten anneannem biz torunlarını dahi öpmez, koklardı. Bunun nedenini sorduğumuz zaman, "Sadık dedenize söz vermiştim," derdi. O kızını büyütüyor, anne ve baba bildiği kaynana ve kaynatasına bağlı kalıyordu.
Sayfa 23
Reklam
İsviçre kadınları,Türk kadınlarının sahip olduğu hakka gıpta ediyorlar.Yasalara göre bizden çok ilerisiniz,diyorlar.Orta Asya’da seyehat etmiş İsviçreli bir hanım,Coğrafya Cemiyeti’nde Kırgızlar hakkında konferans vermişti. Konuşmaya eklediği şu oldu: “Avrupa uygarlığının kökü orasıdır.Sizler damarlarınızda Anadolu’dan , belki de Orta Asya’dan gelme kan taşıyorsunuz.”Profesör her fırsatta Anadolu’nun uygarlık beşiği olduğunu ve bunun yanında Türk ırkından söz ediyor.
1980 ihtilalinden sonra çıkarılan bir yasayla TTK ve TDK’nin (Atatürk’ün vasiyeti de hiçe sayılarak)özel statüleri değiştirilmiştir.
İnsanların ideallerinin gerçekleşmesi her zaman mümkün olmasa da ideal daima ümit kaynağıdır.
Genç dulu isteyenler olmuş fakat o, çok sevgili kocasının aşkına o kadar sadık ki, yeni bir eş istemiyormuş. Hatta ani olarak hastalanan ve ölüme giden kocasının son demlerinde ona bir söz de vermiş: "Senden başka kimseyi öpmeyeceğim, " diye. Gerçekten anneannem biz torunlarını dahi öpmesi, koklardı. Bunun nedeni sorduğumuz zaman, "Sadık dedenize söz vermiştim," derdi. O kızını büyütüyor, anne ve baba bildiği kaynana ve kaynatasına bağlı kalıyordu.
Sayfa 23
Reklam
Musiki Muallim Mektebi'nde bir ders uygulaması olarak, bütün ders verdiğim sınıflarda Belediye Yasasına göre seçim denemesi yaptırdım. Öğrenciler heyecanla bu işte çalıştılar, oy kutuları hazırladılar. Yapılan oylamada belediye başkanı olarak bir kız arkadaşlarını seçtiler. Bunun üzerine bir erkek öğrencim (üçüncü sınıftan 173 numaralı Selahattin) itirazıyla karşılaştım. Diyordu ki: "Var olan yasaların bize öğretiğine göre kadınların oy kullanma hakkı olmadığı gibi, seçilemez de." Öğrenci, itirazında haklı idi ama, ben öğretmen olarak şu telkinde bulunmayı uygun gördüm ve "Bu öğrendikleriniz ilerisi için sizlere gerekli olacaktır. Kadınlarımız da yakında oy hakkı kazanacaktır," dedim. Fakat bu sözlerimin, erkek öğrenci karşısında öğretmenlik otoritesinin ötesine geçmeyeceği muhakkaktı. İşte böylece öğrencilerimden birinin bu itirazı ve soruları beni kadın hakları üzerinde çalışmaya teşvik etti.
Sayfa 105
Anzavur çeteleri şehri işgal etmişlerdi.”Kızlara okumak gerekli değilmiş!”Onun için kız okulları kapanıyordu.Bu olaydan bir müddet sonra şehir Kuva-yı Milliye’nin eline geçti, okullar açıldı.
İstanbul Tıp Fakültesi’ne Eylül 1922’deilk defa 7 kız öğrenci kaydedilmiştir.
Bizim nesil, "Mustafa Kemal Paşa" adını bir kurtuluş sembolü olarak tanıdı.
Sayfa 213
Reklam
Ben ağaçları, insanlar gibi çeşitli doğalara sahip varlıklar olarak görür, onlarda çok şeyler bulurum. Doğada ne kadar aynı cinsten olursa olsun, hiçbiri diğerine benzeyen ağaç gördünüz mü? Onlar da insanlar gibi çeşitli görünüşlere sahiptir. Alabildiğine göklere yükselen bir ağacın, heybetli duruşunda bir gurur, bir asalet vardır. Bunlar küçüklere tepeden bakan ve eğilmeyen halleriyle, adeta gökyüzüne doğru yükselmek için vardırlar. Şüphesiz her ağacın doğal olarak amacı büyümek ve güneşe kavuşmaktır; ama bazıları da cinsleri gereği genişliğine dal budak sallar. Onlar köklerini korumayı unutmamıştır,adeta o kökü korumak için dallarını alabildiğine genişliğine büyütür ve toprağa bağlılığı temsil ederler.
Sayfa 40
Cihangirane bir devlet çıkardık bir aşiretten..
İslam tarihi için hazırlanan yazıyı Atatürk okuduğu zaman iyi bulmamıştı.Onun için bana söylediği şu oldu: “İslam tarihine ait kitapları toplayınız Yalova’ya götüreceğiz’.Bir sandık kitap oraya götürüldü.Ayrı ayrı kimselere,bunları okuyup not almaları için görevler verildi.Ben de bunlardan bir kısmını okudum.Atatürk,özellikle Hz.Muhamed’in gazvelerini(savaşlarını)incelerken,o yerlerin haritalarını da kendisi çizmiştir.
"Tabiatta, bilirsiniz ki hiçbir şey yok olmaz. Ne bir ses, ne bir söz, ne bir hareket... Olduğu çağ ne kadar eski veya yeni olursa olsun, bütün bu oluşlar oldukları anda gibi tabiat içindedir. Bu dalgalanmada, zaman ve mesafe mefhumu yoktur. Bugün dünyanın herhangi bir köşesinde söylenen sözü veya akis yapan hareketleri, yine dünyanın herhangi bir köşesinde aynı anda işitmenin, dinlemenin, zaptetmenin mümkün olduğunu görüyoruz. "Yarın bizi saran tabiat unsurları içinde, binlerce ve binlerce sene evvel söylenmiş sözleri olduğu gibi toplayıp tespit etmek imkânına elbet varılacaktır. Tabiatın bugün için esrar dolu sinesine gireceği muhakkak görülen insan zekâsı, beklenen hakikatleri ortaya koyacaktır. "Yine bu insan zekâsıdır ki, beklediğimiz neticeyi elde etmemiş olmakla beraber, bugünkü araştırıcı zekâları tatmin edecek ve tarihi aydınlatacak yeni metotlar ve ilimler bulmuştur." "İşte arkeoloji ve antropoloji, o ilimlerin başında gelir. Tarih bu son ilimlerin bulduğu belgelere dayandıkça temelli olur. Tarihi bu belgelere dayanan milletlerdir ki, kendi aslını bulur ve tanır." "İşte bizim tarihimiz, Türk tarihi, bu ilim belgelerine dayanır. Yeter ki bugünün münevver gençliği, bu belgeleri vasıtasız tanısın ve tanıtsın."
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.