Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu

Max Weber

Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu Gönderileri

Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu kitaplarını, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu sözleri ve alıntılarını, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu yazarlarını, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sofuluk ruhunun dinsel ve ahlaki anlamını sıyırıp atmış olan kazanç hırsı, bu ruhun tüm zincirlerinin kırıldığı bölgede, Amerika Birleşik Devletleri'nde, bugün sırf dünyevi tutkularla birleşme eğilimindedir.
Sayfa 165
Baxter'ın görüşüne göre, dış dünyadaki mallarla ilgili kaygı, azizlerin omuzlarına örtülü ve "her zaman çıkarılıp atılabilecek olan ince bir palto" gibi olmalıdır. Fakat kötü kader bu paltoyu demirden bir kafes haline de getirebilir. Sofuluk dünyayı yeniden inşa etmeye ve dünya içinde etkinlik kazanmaya giriştiğinde, dış dünyanın malları insan üzerinde gittikçe artan ve nihayet baş edilemeyen bir güç kazandı.
Sayfa 164
Reklam
Modem kapitalist ruhun kurucu ögelerinden biri olan bu ahlak ve bir de meslek fikri temeli üzerine kurulan akılcı yaşama biçimi olarak modern kültür -bu açıklamaları kanıtlamak gerekir- Hıristiyan sofuluğunun ruhundan doğdu.
Sayfa 163
Zira o dönemi inceleyen Sir William Petty gibi çok titiz Anglikan gözlemci, 17. yüzyıl Hollanda ekonomisinin gücünü, oradaki çok sayıda "muhalif"in (Kalvinistler ve Baptistler), "ticaretle uğraşmayı ve çalışmayı Tanrı'ya karşı bireysel yükümlülük" olarak gören insanlar olmalarına dayandırmıştı.
Sayfa 162
O, işçinin işini meslek olarak, bağışlanma durumunun en mükemmel ve biricik vasıtası olarak kavramasını sağlamakla, en önemli psikolojik güdüyü güvence altına aldı. Diğer yandan Protestan sofuluk, işverenin para kazanmasını da "meslek" olarak yorumlamak suretiyle, sözü edilen çalışma isteğinin sömürülmesini yasallaştırdı.
Sayfa 162
Ortaçağ ahlakı dilenciliğe hoşgörüyle baktığı gibi, ayrıca dilenci rahipleri açıkça övmekteydi.
Sayfa 161
Reklam
Kalvin bile alıntı yapılan şu ifadeyi, "halk"ın, yani esnaf ve işçi kitlesinin yoksul olduğu takdirde Tanrı'ya bağlı kalacağı sözünü çok sık kullanmıştır. Hollandalılar (Pieterde la Court ve diğerleri) bunu, insanlar sadece zorunlu oldukları zaman çalışırlar diyerek "laik"leştirdiler. Kapitalist ekonominin itici gücünün bu şekilde dile getirilişi, daha sonra düşük ücretlerin "verimliliği"yle ilgili teoride yerini aldı.
Sayfa 161
...dinsel sofuluğun gücü, işverenin emrine, ölçülü ve vicdanlı, yetenekli, çalışmaya Tanrı'nın istediği yaşama amacı olarak bakan işçiler vermiştir. Sofuluk, bu dünyadaki malların dengesiz dağılımının tamamen Tanrı'nın belirlediği kaderin eseri olduğu, Tanrı'nın bu farklılıklarla ve lütuf parçacıklarıyla sır dolu ve bilemediğimiz bir amaç izlediği şeklinde, rahatlatıcı bir güvence sunar.
Sayfa 161
Wesley şöyle yazar: "Korkanın ki zenginliğin arttığı yerde, dinin içeriği de aynı oranda cılızlaşmaktadır. Bu nedenle, gerçek dindarlığın herhangi bir biçimde dirilişinin uzun zaman almasının, eşyanın tabiatı gereğince nasıl mümkün olabileceğini kestiremiyorum. Çünkü din zorunlu olarak hem çalışkanlığı (endüstri) hem tasarrufu (tutumluluk) üretmek zorundadır. Bunlar da sadece zenginlik getirebilir. Fakat zenginlik artarsa, o zaman tüm biçimleriyle gurur, tutku ve dünya aşkı da artar. Öyleyse kalpte kökleşen bir dinsel anlayış anlamına gelen Metodizm bu anlayışla yeşil bir ağaç gibi çiçeklenebilirken, onun bu duruma direnmesi nasıl mümkün olabilir? Metodistler her yerde çalışkan ve tutumlu olurlar; bunun sonucu olarak da onların malları artar. Bu nedenle, mal artışına uygun olarak, onlarda gurur, tutku, dünyevi ve bedensel arzular ve kibirlilik gelişir. Sonuçta dinin biçimselliği kalsa da, ruhu gitgide kaybolur. Tertemiz dinin bu süren çöküşünü engellemenin hiçbir yolu yok mudur? Biz insanların çalışkan ve tutumlu olmalarını engelleyemeyiz. Bütün Hıristiyanları kazanabilecekleri kadar kazanmaya ve olabildiği kadar tutumlu olmaya teşvik etmek zorundayız; bu, sonuçta zengin olmaya teşvik etmek anlamına gelir."
Sayfa 160
Tarikat kurallarının tüm tarihi, mülkiyetin dünyevileştirici etkisi problemiyle bir anlamda sürekli yenilenen mücadeleler tarihidir.
Sayfa 159
1.000 öğeden 831 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.