''İnanç bir kesinlik olarak görüldüğünde, bir bilgi olarak kabul edildiğinde şiddete dönüşür. Çünkü içinden hem duygusal bileşen alınmıştır hem de onu dengeleyen şüphe.''
''Bilim hep kendini yapıçözüme uğratarak yeniye, aşkın olana doğru seyir halindedir. Aşkın sonsuz ise ve hiç ulaşılamayacak ufuk çizgisindeyse, bilim sonsuzdur.''
İnanç bir kesinlik olarak görüldüğünde, bir bilgi olarak kabul edildiğinde şiddete dönüşür. Çünkü içinden hem duygusal bileşen alınmıştır hem de onu dengeleyen şüphe. Kesinliği olmadığı için bilgi düzeyine yükselmemiştir ama kesin bir bilgi olarak sunulduğu için de inanç değildir artık. İşte o yüzden inancı bir kesin bilgi olarak haykıranlar hiç de söyledikleri gibi inançlı değildirler. Ya şüphelerini inkâr eden inkârcılardır ya da inançları olmayan yalancılar.
Türk toplumunun sosyolojik tarihi açısından baktığımızda, önemli bir toplumsal kırılma yaşadığımızı söyleyebiliriz. X kuşağı olarak tanımlanan dönemin bugünkü ebeveynlerinin, hep sorumluluklarının hatırlatıldıgi bir çocuklukları oldu. Evdeki, okuldaki, hayattaki sorumlulukları sürekli olarak kendilerine hatırlatılan çocuklar, bugün sadece hakları