Muskalarla, nefeslerle halkı aldatmak yerine, insanı bütün yönüyle tanıyıp anlayan ve bu bilgileriyle insanların ızdıraplarını dindirmeğe çalışan çok yönlü din adamlarımızın yetişmesini görmek daima emelim olmuştur
Dinin şiddetle menettiği içki, afyon, esrar dervişlerin ve şeyhlerin elinden düşmediği gibi oğlancılık, sevicilik gibi gayri tabii münasebetler, tereddi alametleri tekkelerde salgın halindedir.
Hayatta başarılarına bakarak mağrur ve kendisinden tamamiyle emın farzettıgimiz bir çok adamları iyice yakından tanıdıgımız zaman tamamiyle yenemedikleri bir aşağılık hissi ile muzdarip gördüğümüz olur.
Normal insan kavramımn gerçeğe uygunluk derecesi izafidir, Bir çoğu müteselsil ve muayyen olmayan aralıklarla husule gelen ruhi fonksiyonlar içinde insan psikolojisinin tek esası değişmedir.
Gelişmiş bir toplumda insani ihtiyaçlar, ekseriya biyolojik, içtimai ve ruhi olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Bunlardan ruhi ihtiyaçları tatmine yarayan vasıtalar bazan bütün kültüre damgasını basan, onun ağırlık noktasını ve özünü teşkil edebilecek derecede mühim bir mana, bir mahiyet taşımaktadır . İnsan mubitine intibak hususunda ne derece muvaffak olursa olsun ruhi ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalmamaktadır. Hatta aksine, maddi sahalardaki başarısı nispetinde ruhi ihtiyaçları ehemmiyet kazanmaktadır. Ruhi ihtiyaçların başında günlük hayatın zorluklarından, realiteden kaçmak, açıklayamadığı olaylar karşısınds duyulan aciz, korku, dehşet ve hayretten kurtulmak, istikbal veya akibeti hakkındaki endişelerini gidermek, devamlı bir iç huzuruna kavuşmak hasreti ve ilah gelmektedir.
İnsan, bu ihtiyaçların seviiyle eğlenceye, oyalanmaya ; ve kendisini ifade arzusuyla sanata ; emellerine nail olma, dayanak arama, sığınma maksadiyle de sihire, dine başvurmaktadır.