Kimsenin aklından geçİrımediği şeyler olacak Avrupa' da.
Bütün demokrasiler, bütün toplum kuramları, bankalar, bilim, Yahudiler, hepsi bir anda yoklara karışacak, korkunç felaket topunu silip süpürecek
Kalsa kalsa Yahudiler kalır; felaketten kendilerine kar payı çıkarmanın yeni yollarını arar bulurlar.
Bütün bunlar geldi kapıya dayandı, Bay Gradovski. Gülüyorsunuz, değil mi? Son gülen iyi güler! Allah size ömür versin de görün ne olacağını. Şaşıp kalacaksınız.
...
Belirtileri şimdiden ortada. Korkunç!
Avrupa ülkelerinin doğaya aykırı, iflah olmaz siyasal yapısı, tek başına, bu kıyamet gününü başlatmaya yetecek.
...
Oysa Avrupa'nın ne zamandır Hıristiyanlığa aykırı, şimdi de tam tamına Allahsız siyasal kurumları, hepsi, yalnız ve yalnız bu amaçla kurulmuşlardır. Bu durum, bu "çözüm yolu olmayan" siyasal meseleler (ki aslında herkes biliyor bun ların iç yüzünü) sonunda ister istemez muazzam, kesin,
her şeyi daima darmadağan edecek bir siyasal savaşa yol açacak.
Bütün devletlerin katılacağı bir savaş olacak bu.
Bu yüzyıl içerisinde, hatta belki önümüzdeki on yıl içerisinde patlak verecek.
Diyorsunuz ki:
"İster öyle olsun, ister böyle, Avrupa'dan gelen aydınlan ma hareketinin etkisi altına girdiğimiz, iki yüz yılı geçiyor.
Rus'un 'evrensel duyarlılığı' yüzünden (Bay Dostoyevski de kabul ediyor ki bu duyarlılık milletimizin belli başlı özelliği dir) bunun etkisi bizim üzerimizde çok derin oldu. Bize
Şimdilik düşüncemin ana temelini belirtmekle yetinmek niyetindeyim:
Eğer halkımız lsa'yı, lsa'nın öğütlerini bağrına basmakla çoktan aydınlığa ulaşmışsa lsa'yla birlikte gerçek aydınlanma katına çıkmış demektir.
Böylesine sonsuz bir hazinenin yanı sıra, Batı'nın bilimlerini de almak halk için gerçek bir nimet olacaktır. Bizim aramızda bilim, Batı'da olduğu gibi lsa'yı gölgeleyemez.
Zaten orada da, Batı'da da lsa'yı gölgeleyen bilim değildi. Bu düpedüz liberallerin uydurmasıdır.
Bilim çağı açılmadan çok daha önce Batı Kilisesi, lsa'nın anlamını bozmuştu; çoktan, bir kilise olmaktan çıkıp Roma devleti olmuş, sonradan da Papalıkla devle ti birbirine karıştırmıştı. Evet, artık Batı'da gerçek anlamda ne Hıristiyanlık ne de kilise var. Bugün Batı'da gerçek Hıris tiyanlar yoktur demiyorum, her zaman olacak; neki Kato lik cemaati artık Hıristiyan olmaktan çıkmıştır.
Her gün bi raz daha putperestliğe kayıyor.
Protestanlık ise gün geçtikçe Allahsızlığın, kararsız ve karanlık bir ahlak anlayışının korkunç uçurumuna yuvarlanıyor.