Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rabbini Arayan Thomas

Furkan Aydıner

Rabbini Arayan Thomas Gönderileri

Rabbini Arayan Thomas kitaplarını, Rabbini Arayan Thomas sözleri ve alıntılarını, Rabbini Arayan Thomas yazarlarını, Rabbini Arayan Thomas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam'ın bir altın çağı var mı gerçekten? diye bana soru sordu.
Evet, altın çağı, hatta altın çağları olmuştur. Öncelikle Hz. Muhammed'in devrine bakmak lazım. Hz. İsa'dan farklı olarak İslam Peygamberi, getirdiği dini bizzat hayata geçirmişti. Evinde aile reisi, camide imam, savaşta kumandan ve Medine'de kurduğu devlette adil bir lider olarak İslâm'ın nasıl yaşanması gerektiğini bizzat
Ayrıldığımız bir başka nokta ise düzenin ve kompleksliğin derecesiyle ilgili. Ben evrendeki düzen ve kompleksliğin beşe rin eseri olan düzen ve komplekslikten sonsuz derecede daha fazla olduğuna inanıyorum. Thomas ise evrende bu derece bir mükemmellik olmadığını iddia ediyor. Ayrıldığımız üçüncü nokta ise doğa yasalarıyla ilgili. Tho- mas, doğa yasalarının evrendeki objeler arasında etkileşimi belirlediğini, dolayısıyla bu yasalar sayesinde düzen ve komp- leksliğin oluştuğunu iddia ediyor. Bu durum yasalara bir güç vermeyi gerektirir. Oysa yasalar soyut bir kısım kurallardır. Uygulama kudreti olan varlıklar tarafından hayata geçirilme- diği sürece hiçbir tesirleri yoktur.
Reklam
Oysa seküler bilimin nedensellik yaklaşımı büyük bir yanılgıyı içeriyor. Evet, sebepler dünyasında "sonsuz hikmet sa- hibi" her şeyi, umumiyetle bir sebebe bağlamıştır. Elmayı ağaçla, sütü inekle, balı ise arıyla gönderiyor. Ancak, akıl sa- hibi biri sebeplerin sadece görüntüsel olduğunu, asıl sebebin ise Müsebbib-ül Esbab olan Allah olduğunu anlar.
Oysa seküler bilimin nedensellik yaklaşımı büyük bir yanılgıyı içeriyor. Evet, sebepler dünyasında "sonsuz hikmet sahibi" her şeyi, umumiyetle bir sebebe bağlamıştır. Elmayı ağaçla, sütü inekle, balı ise arıyla gönderiyor. Ancak, akıl sahibi biri sebeplerin sadece görüntüsel olduğunu, asıl sebebin ise Müsebbib-ül Esbab olan Allah olduğunu anlar.
Seküler bilimin kainattaki kompleks nesneleri açıklaması yukarıdaki misale benzer. Sonsuz kudret ve hikmet sahibi olan Allah, hemen her şeyi bir sebebe bağlamış. İnsan, aklını kullanarak kompleks nesnelerin görüntüsel sebeplerini bula- bilir. Ancak akıl, şuur, ilim, hikmet ve kudretten yoksun olan sebeplerin hikmetli, faydalı, sanatlı ve kompleks olan nesneleri yapması mümkün değildir. İnsan, kendi yaptığı eserlerle kainattaki İlahî eserleri kıyasladığında bu hakikati anlayabilir. Kamera, bilgisayar ve cep telefonu gibi kompleks nesneler, ilim ve kudret sahibi olan şuurlu insanların icadı olduğu gibi bunlardan daha kompleks ve mükemmel olan insanın göz kamerası, beyin bilgisayarı ve kulak telefonu da çok yüksek seviyede "ilim, hikmet ve kudret sahibi biri"nin icadı olmalıdır. İnsan, aklıyla bu gerçeği bir derece anlayabildiği gibi kai- nattaki eserlerin sahibi, göndermiş olduğu Kur'an kılavuzuyla da bize Müsebbib-ül Esbab'ın kim olduğunu haber verir: "De ki: Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? Ya da kulaklara ve gözlere kim malik (ve hâkim) bulunuyor?" (Yunus Suresi, 10:31) "De ki: Ne dersiniz; eğer Allah kulaklarınızı sağır, gözleri- nizi kör eder, kalplerinizi de mühürlerse bunları size Allah'tan başka hangi ilah geri verebilir? Bak, delilleri nasıl açıklıyoruz." (En'am Suresi, 6:46)
Kindi, madde ve zamanın ezelî olamayacağını iddia ediyor. Matematik bilgisini kullanarak iddiasını ispat etmeye çalışıyor. Kindi'ye göre kainatın ezeli olduğunu söylemek, kainattaki maddelerin sonsuz miktarda olduğunu ve sonsuz zamandır var olduğunu iddia etmek demektir. Sonsuz olan kainat maddelerinden (buna S diyelim) bir miktar (X kadar) al- dığımızı varsayalım. Geriye kalan miktar (S-X), ya sonsuz (S) veya sonlu (Y) olur. Eğer sonsuz (S) ise biraz önce aldığımız miktarı (X) tekrar eklediğimizde toplam (X+S) sonsuzdan fazla olacaktır ki (yani X+S>S), bu matematiksel olarak yan- lıştır. Yani hiçbir şey sonsuzdan büyük olamaz. Eğer geriye kalan miktar sonlu ise (Y), iki sonlu sayının birbirine eklen- mesi (Y+X) sonsuz bir sayıya eşit olamaz. O halde, madde ezeli olamaz. Aynı mantık, sayılabilen zaman için de geçerlidir. -
Reklam
-Binler gece geçse ilaç tozları bir araya gelip milyonlarca ilacı yapabilir mi? -Bence yapabilir. Yani yeterince uzun zaman geçse tesadü- fen milyonlarca ilaç oluşabilir. Doğrusu, bu cevaba söyleyecek bir şeyim yok. Böyle bir "olabilir" diyebilirsin. Ancak insanlık tarihinde böyle bir şey şeyin olabileceğini gösteren hiçbir delil
Hayır, doğal kuvvetlerde akıl ve şuur yoktur
Hayır, doğal kuvvetlerde akıl ve şuur yoktur. Doğal kuvvetlerden kastım, doğada işleyen çekim kuvveti gibi kuvvetlerdir. -O halde günümüzdeki düzenli kainat başka türlü de olabilirdi. Her şey, en layık bir simaya, donanıma ve kişiliğe sahiptir. Örneğin, aslana koyunun vücudu, eşeğe insan aklı verilseydi hiç de münasip olmazdı. Eğer ilim, irade ve kudret sahibi birinin müdahalesini kabul etmezsek her şeyin sonsuz farklı şekilde bulunabileceğini kabul etmemiz gerekir. Yani, gözümüz ayaklarımızın altında olabilirdi. Burnumuz sırtımızda olabilirdi. Ağzımız karnımızda olabilirdi. Kısacası, her bir organımızın tesadüfen en münasip yerini bulduğunu ve mil-yonlarca canlının tesadüfen en münasip bedene, rızka ve sa vunma silahına sahip olduğunu kabul etmemiz gerekir. Hatta kainattaki bütün varlıklar en münasip bir şekilde yapılmış. Bunları ilim ve irade sahibi birine vermediğimizde, tesadüfen sonsuz denecek kadar çok olan varlıkların en münasip şeklini bulduğuna inanmamız gerekir."
Sen kainatın çekirdeğine ve doğal kuvvetlerin ezelî olduğuna inanıyorsun.
Sen kainatın çekirdeğine ve doğal kuvvetlerin ezelî oldu- ğuna inanıyorsun. İstediğine inanabilirsin; ancak sağlam bir delile dayanmayan inancın bir yanılgıdan öteye gidemez. Bu konuyu, Müslüman düşünürler, “imkân” ve “hudus” kavram- larıyla asırlar önce, tartışmışlar. Yeni bir hipotez değil. Mad- denin ezelî olamayacağı hem Müslüman düşünürler tarafın- dan hem de modern bilim tarafından açıkça reddedilmiştir. Hipotezinin doğruluğunu göstermek için ezelî olan bir nesne göstermelisin. Gördüğümüz âlemde hiçbir şeyin ebedî ola- maması, onların ezelî de olamayacağını işaret eder. Kur'an, "Her nefis ölümü tadacaktır" diyerek bu hakikati ifade ediyor. Modern bilim ise "entropi" kanunuyla aynı gerçeğe dikkati- mizi çekiyor. Bugüne kadar ki gözlem ve deneyimlerimiz, her şeyin bozulmaya, yıkılmaya ve dağılmaya mahkum olduğunu gösteriyor. Çelikten inşa edilen yapılar bile bir süre sonra bo- zuluyor. Oysa harabe hiçbir bina, ilim ve kudret sahibi birinin müdahalesi olmadan saraya dönüşmüyor. İnsanlar öldüğü gi- bi yıldızlar da ölüyor. O halde, hiçbir şey ebedî değildir. Ebedî olmayan, ezelî de olamaz. Anladığım kadarıyla gördüğü- müz düzenin arkasında doğal kuvvetlerin olduğuna inanıyor- sun. Bu düzeni yapabilmek için doğal kuvvetlerin aklı veya şuuru var mı?
Kur'an'ın şu ayetinin manasını o ortamda daha iyi anlamıştım: "Allah... onların (inkar edenlerin) gözlerine de bir çeşit perde getirmiştir." (Bakara Suresi, 7)
Reklam
Herkes kendi doğrularına ter bir şey duyduğunda karşısındakini suçlayabilir
Gözlerini kapayan aydınlığa hiçbir zarar vermez , yalnızca kendine gece yapar
Her şeyden de çift çift yarattık ki düşünüp öğüt alasınız.
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.