Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Rahşan Gönderileri

En Eski Rahşan kitaplarını, en eski Rahşan sözleri ve alıntılarını, en eski Rahşan yazarlarını, en eski Rahşan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
279 syf.
·
Puan vermedi
Kitapçım bu kitabı bana tanıtırken yazılan sultanlar serisinden sonra ki Rahşan Sultan diye esprili bir dil kullanarak satmıştı. Rahşan'dan Bülent Ecevit'e ulaşan , çok da farklı bir üslup içermeyen biyografik eser...
Rahşan
RahşanMehmet Çetingüleç · Yeni Zamanlar Sahaf · 200017 okunma
Rahşan'ın babası, Namık Zeki Bey;
Çok iyi bir maliyeciydi. Kendi hakkını pek aramaz, ama devletin hakkı üzerinde titizlikle dururdu...
Reklam
Rahşan ortaokul öğrencisiyken: O günlere döndüğünde hatırladığı en belirgin olay Atatürk'ün ölümüydü. 10 Kasım 1938 'de büyük-küçük herkesin boğazına bir yumruk gibi oturmuştu ölüm acısı. Sokaktaki insanlar, öğretmenleri, arkadaşları ile birlikte Rahşan da çok ağlamıştı. Ata' yı görmemiş, ama kitaplardan okumuş ve sesini radyodan duymuştu. O ses, ona hep gizli bir güven duygusu verirdi. Ailesinden birini yitirmiş gibi acı ve gözyaşı içinde geçirdi 10 Kasım 'ı.
Bülent ECEVİT "Uzaktan"
dertler özledim dertlerden uzakta yarık topraklar özledim yanık insanlar yaşlar dökülesi gözlerimden Türkiye çorak topraklarına senin açılmamış gözlerine gözlerim verilesi
" Yoksul Halk İçin Hakça Düzen"
Türkiye Büyük Millet Meclisi; 27 Ekim 1957 seçimlerinin ardından Bülent Ecevit'i -12 Eylül dışında- bir daha bırakmamak üzere çatısı altına aldı. Bugün hala kullanılan ' yoksul halk için hakça düzen' sloganını Ecevit, o dönemde Rahşan Hanımla birlikte bulmuştu...
Memleketimizde üretimden herkesin adaletli bir şekilde pay alması gerekir. Ama üretimden aslan payını alarak emeksiz kazanç sağlamak, servetlerine servet katmak isteyenler, bu adaletli dağıtımı önlemek için her çareye başvuruyorlar. Halkın hakları için uğraşanlara her türlü karayı vurmak istiyorlar. Halkı düşman cephelere bölüp birbirine kırdırmak istiyorlar. Ama bütün bunlar boşuna...
Reklam
ECEVİT'ten mektuplar...
Haydi benim Rahşan'ım. Toparla kendini! Seni dün gördüğüm hale geleceksen, dünyayı kurtarmak benim işime gelmez. Beceremem de zaten. Kurban Bayramın şimdiden kutlu olsun. Ama kendini kurban etme! Kurbanlık insanların yerini, kurbanlık koyunların alması, belki de insanlığın ilerlemesinde en büyük ve en somut aşama...
Sayfa 193Kitabı okudu
Hasret...
Bunları yazarken yaşama küskün olduğumu sanma. Tam tersine, yaşam özlemi taşıyor içimden. Tolstoy'un Savaş ve Barış'ında vurulan subay gibi toprağa düşmeden önce de göğün güzelliğini seninle birlikte görebilerek, duyabilerek, bu dünyada ama bir başka türlü yaşamda, seninle bir "ada" yaşamı özlüyorum, Allah izin verirse?..
Sayfa 218Kitabı okudu
Demokrasi, en sade tanımıyla, halkın kendi kendini yönetmesidir. Ama şimdiye kadar ülkemizde halka kendi kendini yönetebilme fırsatı verilebildi mi? Kendi kendini yönetmeyi bırakın, halk, yönetime bir ucundan, yeterince ağırlığını koyabildi mi? Ne gezer! Fabrikadaki işçi, tarladaki köylü, atölyedeki sanatkar, basımevindeki dizgici, köşe başındaki bakkal, veya bir taksi ya da kamyon şoförü, bir çaycı veya arabacı halktan biri olarak, Büyük Millet Meclisine girebildi mi?
Sayfa 242Kitabı okudu
Halkçı Siyaset...
" Atatürk ve arkadaşları, Cumhuriyet'in temellerini, 'hiç' sayılabilecek bir bütçeyle atmışlardı. Kurtuluş Savaşı boyunca, komutanlar, bakanlar ufacık odalara doluşarak çalışmışlardı. Mustafa Kemal Ankara'ya gelirken, arabasının lastiğini paçavralarla doldurmuştu. Ankara'da ilk karargahını bir postane köşesinde kurmuştu. Bizler o geleneğin ve özverilerin insanları olmalıyız."
Sayfa 245Kitabı okudu
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.