Raja Yoga Gönderileri
Raja Yoga kitaplarını, Raja Yoga sözleri ve alıntılarını, Raja Yoga yazarlarını, Raja Yoga yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
«Fırtınanın izleyeceği sükûneti gözle ve bekle»
İnsanlar oraya buraya bir önder ve kurtarıcı arayarak koşup durmaktadır. Onu bunu denemekte fakat aradığını bulamamaktadırlar. Herşeyde doyuma ulaşma aranmaktadır. O ise onlardan kaçmaktadır. Bu arayış ve hayal kırıklığı büyük değişikliğin bir bölümüdür ve neslimizi gelmesi gerekene hazırlamaktadır. Yardım henüz eşya veya maddelerden gelmeyecektir, insanın içinden gelecektir.
Bu fikri kafanızdan hiç çıkarmayınız ve sizin bireysel düşünce dünyanız kendi tezahür, görünüm alanınızdır. Orada devamlı yaratıyor - devamlı koruyor - devamlı yıkıyorsunuz. Eğer kendi düşünce dünyanızda her hangi bir şeyi yıkabiliyorsanız, ilgilendiğiniz kadarıyla onu uygulama alanından da çıkarabilirsiniz. Eğer kendi düşünce dünyanızda her hangi bir şeyi yaratıyorsanız, onu ilgilendiğiniz kadarı ile uygulama alanına getirirsiniz. Eğer herhangi bir şeyi korursanız etkili biçimde ve tam işlerlik ve etkiyle hayatınızda korursunuz.
Hatırlayınız ki, «BEN» daima efendidir ve onun efendiliği zihnin her düzey ve devresinde hatırlatılmalı ve öne alınmalıdır. Bilinçaltına köle değil efendisi olunuz.
Ayrılıklar yalnızca «Evrenin çalışan kurgusudur.»
Sezginin üstünde «Kozmik Bilgi» vardır ve buradan ötede herşeyin birliği bilincini bulacağız.
Aklın hemen üzerindeki zihin düzeyi sezgidir.
Webster tarafından şöyle tanımlanmıştır: «Doğrudan doğruya anlayış veya bilgi; yargılama işlemi gerektirmeyen bilinç yahut idrakte derhal meydana gelen bilgi; hızlı yahut hazır anlayış yahut kavrayış.» Sezgi ile ne ifade edildiğini açıklamak zordur. Onu yalnızca deneyenler ve açıklamaya ihtiyacı bulunmayanlar bilir.
Alışkanlık zihni rahatsız edilmekten ve fikirlerini yeniden gözden geçirmekten nefret eder.
Buna karşı mücadele ve isyan eder. Sonuçta pek çoğumuz yanlış veya doğru olmadığını bildiğimiz, fakat «kesin şekilde kafamızdan atamadığımızı gördüğümüz» eski fikirlerin esiridir.
Gerçekte alt seviyedeki insan hayatı az bir akıl gösterir ve hemen hemen tamamen içgüdüsel, içtepi ve ihtiraslarıyla yaşar...
... Bütün sır insanın düşük seviyedeki varlığının efendisi olup olmadığındadır.
Taine ise şunları söyler: «Ufak bir aydınlık dairenin dışında geniş bir alaca karanlık halkası, bunun ötesinde belirsiz bir gece uzanır. Fakat bu alaca karanlıktaki ve gecedeki olaylar aydınlık dairedekiler kadar gerçektir.»
Asıl Din hangi isim altında maskelenmiş bulunursa bulunsun «kalp»ten gelir ve bu akıl ile açıklanmasıyla rahatlanmaz ve tatmin olunmaz.
Katoliklerin melek doktrini, Yogiler arasındaki «perdenin arkasındaki» ile desteklenmektedir. Yogiler ve Buddhistler «Dava»lar ve diğer ileri varlıklar hakkında bilgi vermektedir. Böylece Yogi çeşitli mistik, aziz ve ermişlerin raporlarını kabul etmektedir. Kanunlara göre hepsi Yogi felsefesi öğrencilerine tamamen doğal gelmektedir. Fakat bu yönde çalışmayanlara doğa üstü olaylar gibi görünmektedir.
Hayvanlarda zihinsel görüş serbestçe dışarıya yönelmiştir ve hiç bir zaman kendi içine dönmez. İnsanda zihinsel görüş içe çevrilebilir yahut dış taraftaki gezintisinden sonra içe dönebilir. Hayvan «bilir» insan da «bilir» aynı zamanda «bildiğini bilir.» Bu «bilme»yi araştırabilir ve üzerinde fikir yürütebilir. Bu daha yüksek bilince, zihinsel bilinç işlemine akıl diyoruz.
Burada bahsettiğimizin sebebi bilincin genişletilmesi yahut gelişmesinin bir «büyüme» meselesi değil, bir «yayılma» olduğunu göstermek içindir. Bu durum yeniden yaratılma yahut dışarıdan katkı ile genişleme değil, dışarıya doğru kendi içinden bir yayılmadır.
Zihin kendi çalışmasının büyük bölümünün bilincinde değildir.