Ramazan Karşılaması kitaplarını, Ramazan Karşılaması sözleri ve alıntılarını, Ramazan Karşılaması yazarlarını, Ramazan Karşılaması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstanbul'un âdetlerini pek bilmeyen Anadolulu bir fakir iftar vaktine doğru aç susuz çarşıda dolaşırken bir de bakar ki iki kanadı da ardına kadar açık bir konak...
Sofralar hazır, insanlar akın akın girip sofralara oturuyorlar. Bizimki de kendini toparlayıp dalıyor içeriye. Top atılır atılmaz herkes gibi o da iftariyelere saldırır. Sıra çorbaya gelir, onu da içer. Derken "sallî" diye bir ses yankılanır. Kalkarlar, akşam namazını kılarlar.
Bakar ki namazdan sonra kimse dağılmıyor. Anlaşılan diş kirası dağıtılacak. Midesi gibi cebini de doldurur. Derken bir ses daha: Sallî...
Hep birlikte teravihe kalkarlar. İmam teravihi hatimle kıldırıyormuş. Adam perişan olur. Hoca selamı verir vermez kendini dışarı atıp bir kahvehane köşesine ilişir ve bir taraftan kendi kendine:
-Bilmediğin yere niye girersin be adam diye homurdanıyor, diğer taraftan da etrafta konuşanları dinliyormuş.
Birisi demiş ki:
-Hiçbir şeye yanmıyorum, kaza da edemedim ona yanıyorum.
-Hayrola…
-Geçen yıl bir teravih kaçırmıştım da...
Bizimki dayanamaz ve lafa karışır:
-Amca, ne yan, ne de kaza et. Senin geçen yıl kaçırdığın teravih bugün beni yakaladı..."
Gazeteci yazar Ahmet RASİM'den Ramazan üzerine bir kitap : Ramazan Karşılaması ya da diğer ismiyle Ramazan Sohbetleri. Yazarın zaten bilinen gözlem gücünü burada somut bir halde, kitabın sayfaları arasında görebiliyoruz. Bu kez gözlem altına alınan bir ay, hem de onbir ayın sultanı olan Ramazan. İlginç olanı şu ki kitap günümüzden 70-80 yıl önce kaleme alınmış olmasına rağmen yine eski Ramazanlardan dem vuruyor. Bu da insanoğlunun değişmeyen bir yanı olsa gerek. Kitabın bütününe baktığımızda daha çok işlenen tiryakiler olmuş. İster sigara, pipo; isterse alkol olsun ele alınan tiryakilerin orucu nasıl yedikleri sanki ana tema yapılmış kitaba. Aslında başlarında Ramazan öncesi hazırlıklardan dem vurulmuş. Ayın nasıl bir heyecan dalgası ile karşılandığı işlenmiş. Yazarın arada fıkra nevinden komik olayları anlattığını da söylemeliyim. Mahyalar için de bir bölüm açılmış. Tabii Ramazan'dan bahsedilir de bayramdan bahsedilmez mi? Yazar bayramı da konu edinmiş. En son yazılar devrin Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanmış. Yazarın tanıklık ettiği ve kendinden yaşlı olanlardan da aldığı bilgilerle oluşturulmuş ve eski Ramazanlara ışık tutan bir eser.