Ramazan ve Teravih Sözleri ve Alıntıları
Ramazan ve Teravih sözleri ve alıntılarını, Ramazan ve Teravih kitap alıntılarını, Ramazan ve Teravih en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah Teâlâ ramazan ayının her gecesi üç kere şöyle buyurur:
- Benden bir isteği olan yok mu, ona vereyim? Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim? İstiğfar eden yok mu onu bağışlayayım?
KALPLERİNİZİ Diri tutun
İmâm-i Rabbânî [kuddise sırruhû] der ki: "Bu ay kalp dağınıklığıyla geçerse bütün sene boyunca kalp dağınıklığı sürer. Bu ayı fırsat bilip elden geldiğince toparlanmayı sağlamaya çalışmak gerekir."
Hadis-i Şerif
“Kim, vaat ettiği sevaba inanarak ve sevabını Allah’tan umarak ramazan gecelerini namaz kılarak geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.”
Terviha *
Teravih" Arapça'da "tervîha" kelimesinin çoğuludur. "Rahatlamak, dinlenmek" anlamlarına gelmektedir. Te- ravih kelimesi terim olarak ramazan ayına mahsus ol- mak üzere yatsıdan sonra kılınan gece namazını ifade eder. Hadislerde "kıyâmü şehri ramazân" (ramazan ayı- nın namazı) veya "ihyâü leyâlî ramazân" (ramazan gece- lerinin ihyası) diye adlandırılan bu namaza her iki veya dört rekâtından sonra dinlenmek amacıyla bir miktar oturulduğu için teravih denmiştir. 21
Allah (cc), ramazan ayını ümmet için kurtuluş, gönüller için saadet kılmıştır.
Ramazanı İhya Etmek?
İbn Hacer el-Askalânî ile İmam Nevevî [rahmetullahi aleyh), ramazan-ı şerifin herhangi bir gecesini ihya etmiş olmak için o gecenin tümünü ibadetle geçirmenin şart olmadığını, sadece yatsı namazıyla birlikte teravihi kılmış olmanın dahi bunu gerçekleştirmek için yeterli ola-cağını söylemişlerdir
Ramazan ayında oruçlu bir kimseye iftar veren kişinin günahları affolunur ve cehennemden âzat edilir. İftar veren bu kişiye, iftar verdiği oruçlunun sevabından bir şey eksilmeksizin onun sevabına denk bir sevap bah- şedilir. Allah, bu ayda hizmetçisine kolaylık gösterenin günahlarını bağışlar ve onu cehennemden âzat eder.
Nâfile namazları evde kılmanın mescidde kılmaktan daha faziletli olmasının hikmeti, mescidde kılınan nâfilelere riyanın karışma ihtimalinin olmasıdır
Muhasebe
Öte yandan ramazan-ı şerif ibadet ve zikir ayı olduğu kadar muhasebe ve murakabe ayıdır. Ticaret ehlinin yıllık muhasebe yaparak kar zararını tesbit etmesi gibi müslüman da bu ayda kendisini hesaba çekmeli, ma- nevi getirisinin yahut götürüsünün ne olduğunu belirle- meye çalışmalıdır.
Bu itibarla Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi vesellem) bir ibadete veya bir fiile sürekli devam edecek olursa o konuda ona uymak ümmetine vâcip olur. O yüzden Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] teravihi mescidde de- vamlı olarak cemaatle kılmaktan kaçınmış olabilir. Eğer Resûl-i Ekrem [sallallahu aleyhi vesellem] teravihi cemaatle kıldırmaya devam etmiş olsaydı o zaman ona uymak ümmetine farz yahut vacip olacaktı. Bu, yeni bir farzin veya vâcibin ortaya çıkması olarak algılanmamalıdır. Söz konusu durum nezreden insanın durumuna benzer. Nitekim nezretmek suretiyle bir ibadeti kendisine vâcip kılan kimse yapmış olduğu nezri yerine getirmek zorun- dadır. Bu ise dinde yeni bir farz veya vâcip ihdas etmek anlamına gelmez."