"Mürekkebin kokusunu almak ve o muhteşem hayatları parmaklarının altında hissetmek gibisi yoktu. Sayfaların arasında bazen imparator olurdum. Bazen maceraperest. Bazen savaşçı bazen gezgin. Sayfaların arasindayken ben ben olmaktan çıkardım ve kendimi yeryüzünün bambaşka yerlerinde bulurdum."
"Eskiden bizi neden yarattıklarını merak ederdim," dedi. Benim gibi bir şeyin varlığı için geçerli bir neden olabilir mi diye. Ama artık biliyorum." Parmaklarını yanağımda, dudaklarımda gezdirdi. "Ben senin için yaratılmışım. Her şeyimle. Yaptığım her şeyi senin için yapıyorum."
"Ben ciddiyim," diye fısıldadı. "Bizi ne kadar kusursuz yaparlarsa yapsınlar, insan yapamazlar. Seni güzel kılan kusurların, Ana. Seni kusursuz kılan da. Ne olursam olayım, onları görmemek mümkün değildi. Ya da sevmemek."
“Korkma, Çekirge.” Eve maşinasının gövdesine vurdu. “Bir arızalı bu kadar güzel bir robotu mahvedemez. Hele de ben uçururken.”
Eve’in kulağındaki hoparlörden bir ses yükseldi. “Doğru. Eve’e biraz inan, ufaklık.”
“Ah, teşekkürler, Lim.” Eve gülümsedi.
“Hiç sorun değil. Sen ölünce her şeyin bana kalabilir, değil mi?