En Eski Rıza Nur Gönderileri
En Eski Rıza Nur kitaplarını, en eski Rıza Nur sözleri ve alıntılarını, en eski Rıza Nur yazarlarını, en eski Rıza Nur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eskiden medhiyeler pek moda ve itibarda idi. Şairler yazarlar, bu şairlere "câize" denen para hediye verilirdi. Şairler bu sayede memuriyet, rütbe ve nişan alırlardı. Bu şairler deli saçması ve pek mübalağalı medih cümleleri icat ediyorlar, dalkavukluk ettikleri padişah, devlet ricali gibi şahısları beşeriyet üstünde mahluklar hâline getiriyorlardı. Bu şairler şiirleri ile Osmanlı tarihinin en iğrenç şahıslarından bile hürmete lâyık simalar yapmışlardır. Bu imparatorluğun bozulmasında bu şairlerin büyük günahları vardır. Bu övmeler cahilleri, ahlaksızları iktidar mevkiine getirmiş, Türkiye İmparatorluğu'nun inkırazını hazırlamıştır. Bu şairlerin eserleri, Türk edebiyatı için bir leke, bir âr teşkil eder.
Fikret ve onun mektebi devrinde romantizm Türkiye'de kemalinde idi ve her şair kaideleri alt üst edip gidiyordu. Her şair kendi fantezisine göre bir şekil tahayyül ediyordu. Bu fantezisi ekseriya keder ve yeis verici bir hâldeydi. İlimsiz, kaidesiz, kayıtsız, disiplinsiz şiir yazmaya kalkmıştı. Bu anarşi hâlâ devam etmektedir.
İnsanlar cahil olabilir; hasut, garazkâr, haris olabilir; mevki, şeref ve para için gözü dönmüş olabilir; bunlar için her vasıtaya tevessül eder. Bunlar oluyor, ne diyelim. Lakin dalkavukluk dünyada en aşağı, en iğrenç, en mezmum şeydir. Rakıya ümmülhabâis derler; asıl ümmülhabâis dalkavukluktur. Ahlakı mahveden, milletleri, sosyal birlikleri, devletleri yıkıp batıran şeylerin hepsinin azimet noktası, temel taşı dalkavukluktur.
Gün doğar seni anar.
Yıldızlar sana yanar,
Ay seni güneş sanar,
Doğduğuna utanır...
Doldular, dolu sun bize.
Ateş dolusun bize!...
Yandık! Aşk olsun bize.
Sana can mı dayanır?!..
Sayfa 43
"Türk yaratıldığım en övündüğüm şey,
Türklük vurunduğum, dövündüğüm şey,
Ben Türk'e aşkımdan aklımı yitirdim."
Sayfa 9Kitabı okudu
"Sade Türk için ölmektir hevesim,
Onun uğrunda kesilsin nefesim."
Sayfa 9Kitabı okudu
Aldılar beni, kayığa koydular.
Hanlık adını Kazandan yoydular.
Gidiyoruz Moskovaya ırmakdan.
Ruslar şen beni yurddan ayırmakdan...
Bir son bakış ile Kazana bakdım,
Hasret ateşine gönlümü yakdım.
Sayfa 41
Köprülüzade Fuad Bey'in Cevabına Cevap:
''Hatta adabı muaşeret nezaketidir, Türk üniversitesinde profesör bulunuyor diye bazen onun hakkında 'muhterem' gibi kelimeler kullanmıştık.''
Sayfa 70Kitabı okudu
''Doğrusu ben K. Beyden korkmağa başladım. Pazara bir mal çıkartmıyor ki... K.Bey derhal insanın elinden kapıveriyor.''
Sayfa 98Kitabı okudu