Bana derler ki, sen neden böyle boş yere gülersin? Bütün işin hep zevk ve eğlence, sözlerin hep kuru lâf!
Ey örümcek gibi ağlar örmekle uğraşan düşman! Kaf dağınin üstünde ne olduğunu ancak o neş'eli Zümrüd-ü Anka bilir.
Önce beni çok sevdi, sonra da binlerce üzüntü içinde eritti beni.
Bana sevgisinin mavi boncuğunu verdi, ama ben benliğimden geçip de o olunca, (onda yok olunca) bırakıp kaçtı beni.
•
Sana daha ne kadar vefa ve sevgi besleyeyim?
Ey beni her zaman incitmeye uğraşan sevgili!
Haydi ben susayım, sabredeyim; ama sana ayıp değil mi ki şu hasta gönlümün derdiyle bir günün geçsin?
•
Senin menzilinde benim gibi ve bana benzeyen acaba kim vardır?
Can ve cihandan kalkıp gitmek güç değildir;asıl güç olan senin bulunduğun yeri terk etmektir...