İnsanlara istedikleri kadar, isteyebilecekleri kadar ver.
Sana da veriliyor. Ver ki, her verdiğin damlanın arkasından şelaleleri karşıla. Mukavemet edebileceğin kadarını al, aldığın nispette ver. Hiç, ama hiç esirgeme.
«Kâinatta tekâmül seviyeleri vardır. Her basamakta, o basamağa mensup olan varlıklar hürdürler fakat daha üsttekilerin daimi himayesi ve kontrolü altında dırlar.»
Eğer, idam cezalarının o kimseleri koruyacağına dair deliller elde edilebilirse, o zaman haklı bir görüş noktamız olabilir. Fakat, bundan şüphe ederim. Bir genel İlke olarak, insan hayatına son vermek yanlıştır, çünkü siz hayat yaratma gücüne sahip değilsiniz. İdam cezası sayesinde, durumu herhangi şekilde kolaylaştırabileceğinize inanmıyorum. Bahsettiğiniz eylemleri yapanların herhangi bir asılma veya diğer yollarla dünya hayatlarına son verileceği tehdidi ile eylemlerini geri bırakacaklarına inanmıyorum. Her halükârda, bu yanlıştır ", çünkü, bu sizi adaletin değil, intikamın harekete geçirdiği düşüncesini uyandırır. Siz her zaman bütün hayata temel olan spiritüel ilkeleri yürütmeye çalışmalisiniz. Bir diğer cinayet işlemenin, cinayete kurban gitmiş bulunana hiç bir suretle yardımı olmaz.
Buddha, bir gün, ölen kızı için, ’kızım Siva, Siva’ diyerek ağlayan bir kadına şunları söyler: ’Şimdiye değin yaşadığın 30 ayrı hayatta, 30 tane Siva isimli kızın oldu. Sen şimdi hangisi için ağlıyorsun?’ Kadın bu sözler üzerine aydınlanır, susar ve kendi nirvanasına kavuşur.
Ay toprağı, sert ve dünya toprağına nazaran elverişsizdir. Yeryüzüne getirilen ay toprağının, genellikle küresel ve camlaşmış bir halde olduğu anlaşılmaktadır.
Yarâbbi, haddimin hududunu tecavüzden her an men edileyim. Senin büyüklüğün karşısında hiçliğimi idrâkten mah rum kalmayayım. İşte nihayet bütün ruhumla susuyorum.
Hudutsuz kâinatlarında tekâmül etmeme imkân ve müsaade verdin. Bunun dışında senden istenebilecek ne olabilir ki!,.
Kusurlarımı bağışla. İyi ve kötü diye vasıflandırabileceğim her hareketim, hatta bütün mevcudiyetim İlâhî İradenin icabatı içindedir. Ben intibak ettiğim âlemlerin kanun ve icaplarının seyrine arzolunarak senin büyük nizamını tahakkuk ettirmiş bulunuyorum.
Yarabbi, hiçbir vasıtaya dayanmaksızın sana tevcih ola bilmem imkânını bana ver. İç âlemlerimi her fırsatta görebileyim. Beni yaratmak lütfunda bulunarak kıymetlendirdin, bu kıymetim eksilmesin, her an artsın. Nurum sönüp, benliğim kararmasın, imkânlarım daralmasın. Tekâmül yollarımın üstünde engeller kalmasın. Beni yersiz ve değersiz duraklamalardan koru. Yanlış plânlar tanziminden esirge. İzân, idrâk ve iktidarımı yükselt, ilim okyanuslarında içim yıkansın. Lütfuna lâyık olabilmek ve bana bahşettiğin kıymete değebilmek saadetinden mahrum olmayayım.
Etrafmızdakileri görünüz. İnsanlarla anlaşmaya çalışınız. Bütün insanları duyup anlayamazsanız, insanım demeye ne hakkınız vardır?
İnsanları seviniz. Siz de bir insansınız.
İnsanlara acıyınız. Siz de her türlü şefkate ve himayeye muhtaçsınız. İnsanları hoşgörünüz. Siz de kusurla dolusunuz. İnsanlara yardım edin. Siz de çok şeyler bekliyorsunuz.
Dinlere hürmet ediniz; onlar, yüzyıllar boyunca yapılan tekâmülün beşeriyete sağladığı en yüksek realitelerdir.
Etrafında herşeyi sev. Herşeyde, herkeste iyi bir taraf bulmaya çalış. En kötü zannettiğin insanda bile, en kıymetli cevherin bulunduğunu unutma, insanların iyi taraflarını, kendilerinin dahi farkına varamadıkları kıymetleri bir dâhi gibi keşfet. Başkalarının buldukları kıymetlerle yetinme.
insan, tekâmül ederken et, kan, kemik ve sinirden oluşmuş kaba bir bedene bürünür. Bu esnada, ruhtaki mevcut melekelerden, hafıza, son derece zayıflar; insan, çerçevesi dışındaki varlığını, daha önceki faaliyetlerini hatırlayamaz.