O zamanlar eylem cini Kabil'i harekete geçirmiş, haz cini ise Habil'in gövdesini taşıması adına bir kargayı görevlendirmişti. Böylelikle ilk kanın yere düşmesi bir tohumun anasının rahmine katil olarak yerleşmesine sebep olmuştu. Bu tezahür ile başladı her şey. Oysa bombalar bir ses efekti hâlinde kalabilir, kan da yalnızca bağışlanabilen bir şey olabilirdi.
Takvim değil, saat hiç değil... Lanet 7 Ekim tarihini gösterirken alçak cin yani İsrail, dünyanın gözü önünde üstten havalanarak genç, yaşlı, çocuk demeden Filistin'de geçmişten gelen o habisliği neticesinde katliamlar gerçekleştirdi, bu habisliğini devam da ettiriyor: Alçak. Üstelik en yukarıda kendisinin olduğunu zannederek... Çünkü bazı figürlerde insan börtü böceğe, şeytan ise kanatlı bir hayvana benzetilir. Uçarak, kanatlanarak bütün dünyaya tepeden baktığını düşünen Siyonist cin, dünyanın da dünyasına hâkim olan, sonsuz şeref ve büyüklük sahibi bir Allah'ın varlığını bilmez. Bunu bilen yalnızca İsmail ya da İsrafil... Allah var, Rabbül Alemin.
Sıcaklık farkından meydana gelen hava olayına Şeytan Kulesi denir, İsmet Özel' in 1966' da yayımladığı Kan Kalesi şiiri de Hz. Ali'nin cenklerinden birinin adını taşır. Bu sebeple de cehennemin içindeyiz. İçimiz: Cenneti taşır. Yani biz börtü böcek ile suret bularak bir cenkteyiz, kendi ayakları üzerinde duran, kılıcı kınında durduran: Biz artık Gazze 'deyiz! Ne bir kartal ne de bir karga, börtü böcek suretiyle tohumun anasının rahmine katil olarak yerleşmemesi gayretindeyiz çünkü savaşı anımsatan her şey aşımızı bulandırır, O'na aşkımızı kanatır. Bu cehenneme tapınılan dünyada, annelerin katledilen çocuklarını rüyalarında hep aynı yaşta gördüğü bu dünyada, boy atmaya çalışan bir fidanın ardında durmalıyız. Birliğimiz erkil kalmalı, o cini canlandırmalıyız: Erkil cin. En kara kapıdan geçiyoruz.
Filistin topraklarında börtü böcek suretinde yaratılmamış olabiliriz lakin Filistin bizlerin, milyonlarca börtü böceğin toprağı. Yeryüzü-nü eşeleyerek havalandıran, suyu taşıyan: O börtü böcek. Tabiatı canlandıran, Ab-ı Hayât katan: Ben-i Adem cin. En aydınlık kapıdan geçiyoruz.
Ruhsatsız 06: 7 Ekim'in ödev cini. Biz yalnızca Filistin'in sesine ses olmuyoruz, aslında kendi sesimizi çağırıyoruz: Sesini çağıran o ses. Filistin biziz, bilincimiz dirliğimiz, birliğimiz erkilimiz. İşte geldik, biz artık Gazze'deyiz! Evdeki koltukta değil.
Yıllardır açık hava hapishanesinde yaşayan ve sistemli bir şekilde zulme uğrayan Filistin halkının yanındayız. İsrail denen teröriste ve destekçilerine karşı büyük öfke duyuyoruz. Ölen binlerce masum insanın laneti elbette onları bulacaktır. Ruhsatsız 06'yı da yıllardır süregelen katliamlardaki Filistinli şehitlerimize ve Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışma esnasında şehit olan askerlerimize adıyoruz. Aziz ruhlarına rahmetle...
Kadir Tepe
Gazze
