Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ruhsatsız Sözcükler

Yücel Sarpdere

En Eski Ruhsatsız Sözcükler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ruhsatsız Sözcükler sözleri ve alıntılarını, en eski Ruhsatsız Sözcükler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rehin
Bir tek o bedava diye Ölümü seçti Emin. Parası olmadığından Hastane morgunda kaldı rehin
Filistinli çocuğun mektubu
Bağışlayın beni! Kenarlarında renkli çiçekler olan mektup kağıtların yazmak isterdim. Kelebek kanatları boyamayı, kuşların ötüşünü dinlemeyi, hatta uçurtma uçurmayı ben de öğrenebilirdim. Mektubumun kenarlarına renkli çiçekler çizemedim. Kelebek kanatlarını boyamayı, kuşların ötüşünü dinlemeyi, uçurtma uçurmayı beceremedim. Bağışlayın
Reklam
Filistinli Çocuğun Mektubu Yücel Sarpdere Bağışlayın beni! Kenarlarında renkli çiçekler olan mektup kağıtların yazmak isterdim. Kelebek kanatları boyamayı, kuşların ötüşünü dinlemeyi, hatta uçurtma uçurmayı ben de öğrenebilirdim. Mektubumun kenarlarına renkli çiçekler çizemedim. Kelebek
Bir tek o bedava diye Ölümü seçti Emin. Parası olmadığından Hastane morgunda kaldı rehin
Filistinli çocuğun mektubu Bağışlayın beni! Kenarlarında renkli çiçekler olan mektup kağıtların yazmak isterdim. Kelebek kanatları boyamayı, kuşların ötüşünü dinlemeyi, hatta uçurtma uçurmayı ben de öğrenebilirdim. Mektubumun kenarlarına renkli çiçekler çizemedim. Kelebek kanatlarını boyamayı, kuşların ötüşünü dinlemeyi, uçurtma uçurmayı
Bir kitaba başlar gibiydik... Ve şimdi koşarken yavaşlar gibi...
Reklam
Nasıl geçmişti günler? Nasıl olurdu, uzak diyarlarda, memleketten uzak, memleket gibi ölümler? Nasıl dökülürdü güz mevsiminde pelteleşmiş vedalarda sarılı pembeli kırmızılı güller?
Nasıl söylenir ki, eylülün hüzzamında yitirilmiş yoldaşlara hüzünlü türküler?
Ve neden yapışır arkadaşların yakasına en arsız ölümler?
Oysa karanfil uygun düşmezdi karşılama törenlerine... Ama öylesi düştü payımıza Amasya'nın elma yapraklı sonbaharlarında.
Reklam
Oysa oturup iki laf daha edilecekti... Yorgun ciğerlerden bezginlik değil, hayata dair neşeli tümceler, şen gülücükler, üstü açılmamış özgün ve özgür espriler dökülecekti...
Eskilerden, yenilerden, geçmişten gelecekten... Özlenenlerden... Dünden bugünden... Sizden bizden... Sevip de görülmeyenlerden...
İlla da Fransız cigarasından iki duman tüttürülecekti, memleket havası niyetine...
Sabahın ilk ışıkları yırtarken Alp'lerin soğuk griliğini... Düşerken gözlerin üzerine çiğ taneleri gibi, sonsuz uyku taneleri... Koşarken yavaşlar gibi... Ölen arkadaşlar gibi... Sessiz ve sitemsiz... Gidiyor da hemen dönecek gibi...
Şimdi orada fabrikaların üstünden, işçilerin alın terinden bir rüzgâr şahlanır.
447 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.