İslâm, girdiği yere aydınlık, umut, ışık, hürriyet, sulh ve refah götürmüşken, batı medeniyeti girdiği yere karanlık, umutsuzluk, aydınlarla halk tabakası arasında kopukluk, sınıflar arasında uçurum kin, ahlâk ve geleneklerin hiçliğe gömülmesiyle sonuçlanan anarşist ve nihilist düşünceler, insan egolarının şiştiği ve feragat ve fedakârlığın yok olduğu bir insan sürüleşmesi, alabildiğine kamçılanmış bir şehvet taşıdı.