Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Rumeli ve Muhteşem İstanbul

Münevver Ayaşlı

Rumeli ve Muhteşem İstanbul Gönderileri

Rumeli ve Muhteşem İstanbul kitaplarını, Rumeli ve Muhteşem İstanbul sözleri ve alıntılarını, Rumeli ve Muhteşem İstanbul yazarlarını, Rumeli ve Muhteşem İstanbul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Münevver Ayaşlı hanımefendiyi önceki hayatımda tanımaz bilmez idim. Ta ki üniversite yıllarına ayak basıp yurt ismi olarak dillerde dolanana ve sonradan o yurtta kalana kadar. Adaşı olduğum için de yurtta ki görevliler "tam yerine gelmişsin" demişlerdi ilk haftalarda. Yine Münevver hanım ile kütüphanedeki bu kitabı olmasa ve merak edip
Rumeli ve Muhteşem İstanbul
Rumeli ve Muhteşem İstanbulMünevver Ayaşlı · Timaş Yayınları · 201435 okunma
Biz hepimiz Osmanlı insanları idik, imparatorluk insanları idik. Bugünkü Türkler, cumhuriyet Türklerine, psmanlılığı anlatmak çok güç. Şöyle anlatmak gerek: Bugün elçi, büyükelçi gönderdiğimiz yerlere vali, mutasarrıf, hatta kaymakam gönderirdik. Bugün pasaport, vize, döviz ile gittiğimiz yerlere, pasaportsuz, vizesiz, dövizsiz giderdik. Aynı bayrak altında hür ve müstakil, aynı para ile giderdik ve ezan duyulmayan yer yoktu.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Hürriyet dedin mi asacaksın!
İttihatçılar, Mahmut Şevket Paşa'nın ölümü bahanesiyle muhaliflerden kurtulma çaresine başvurmuşlar ; kimini idam etmişler, idam etmediklerini de Sinop zindanına göndermişler, memleketin münevverlerini zindanda çürütmüşlerdi, böylece düşmanlarından kurtulmuşlardı. Halbuki ittihatçılara düşmanlık, vatana dostluk demekti.
Sayfa 141Kitabı okudu
Abdülhamid sonrası
Bir sabah İstanbul halkı uyanmış bir de ne görsün.. İstanbul halkı afallamış, şaşırmış donakalmıştı. Beyazıt meydanı'nda tam yirmi iki darağacı ve bu yirmi iki darağacında asılı yirmi iki insan.
Sayfa 141Kitabı okudu
Cennetmekan Sultan Abdülhamid Han'ın otuz üç sene saltanatı zamanında hiç kimsenin burnu kanamamıştı.
Sayfa 141Kitabı okudu
O zamanlar, İstanbul'a büyük bir zat vardı, sahib-i zaman, Fatih türbedarı Ahmet Amiş Efendi Hazretleri (k.s) ve Hacı Maksut Efendi, "Darü'l-Hilafet' e Bulgar'ı mı sokacağız" demişler ve bu iki tasarruf sahibi büyük zat, başlamışlar sabaha kadar tazarrua. Yalvarmışlar, Yakarmışlar...
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
"Ağabeyim rahatsız mı?" "Yok hayır, hasta değil, vatanı için ağlıyor. Selanik'i Yunanlılar almış."
Sayfa 135Kitabı okudu
1911 Trablusgarp Harbi
İtalyanlara karşı mağlubiyetimize sebep Roma büyükelçisi ve sonra sadrazam olan İbrahim Hakkı paşa. Kendi itirafı var, İbrahim Hakkı paşa diyor ki, "Ben mason ve ittihatçı olmasa idim, beni asarlardı."
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı tarihi bir milletin tarihi değil, bir hanedan tarihidir.
Sayfa 124Kitabı okudu
Nimet Hanım'ı rahatsız etmeden yatağı düzeltmek icap ediyor. Teyzem de yardım ediyor, bir de ne görsün, iki şiltenin arası sıvama elmas dolu!.. Yıldız Sarayı yağması!.. Geçelim...
Sayfa 119Kitabı okudu
Yahudi zengin kadınlara "madam", fakir kadınlara ise "Madonna" denirdi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Dünyanın en zengin adamı haline getirdiğimiz Ermeni Gülbenkyan, yalnız kendisi zengin olmamış, bütün ailesini zengin ettiği gibi ermeni kilisesini, ermeni cemaatini kim bilir belki Ermeni örgütlerini, asala ve buna benzer katiller mangalarını Türk hakkı olan petrol ile beslemektedir. Haydi nankör Ermeniler, bunu ağızlarına almasınlar, ya bizim aydınlar, aydıncıklar, çeyrek aydınlar hep Ermeni meselesi hakkında kitaplar yazdılar, hiçbiri de Gülbenkyan'ın muazzam servetinin çalınmış Türk hakkı olduğunu yazmadılar. Hiçbir uluslararası konferanslarda bunu söylemediler,iddia etmediler, geçelim...
Sayfa 112Kitabı okudu
Musul petrolleri üzerinden, Cavid bey ve katibi Ermeni Gülbenkyan, İngilizlerle pazarlığa otururlar.
Sayfa 110Kitabı okudu
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.