Rusya Tarihi kitaplarını, Rusya Tarihi sözleri ve alıntılarını, Rusya Tarihi yazarlarını, Rusya Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Timur ve Toktamış arasındaki mücadele neredeyse sekiz yıl sürecek ve neticede Toktamış 1395'te kesinkes bertaraf edilecekti. Bu savaş sırasında Timur'un kuvvetleri içlerinde Saray'ın da bulunduğu belli başlı bütün Altın Orda şehirlerini tahrip etmiş, böylece Orda'nın hem ticari hem de endüstrisi çökertilmişti. Bu kasırganın ardından hanlığın kendini toparlaması hiçbir zaman mümkün olmayacaktı.
Talih Rusya'nın yüzüne gülmüştü. Çünkü Toktamış'ın yönetimi altındaki Altın Orda'nın yeniden dirilişi kısa ömürlü bir yükseliş olacaktı. Çünkü Batı Avrasya'nın siyaset sahnesine üçüncü bir partner çıkmıştı: Timur'un genişleyen dünya imparatorluğu.
Ateşli silahların icadından evvel süvari sınıfı bozkır harbinin en etkin gücünü oluşturmaktaydı ve süvarilere dayalı Moğol ordusu geçmişin tüm göçebe orduları içinde en organize ve en eğitimli olanıydı.
Tarihsel deyişle, Moğol istilası Avrasya göçebelerinin batıya yaptıkları son büyük sürek avı idi. Bu, İskitler, Sarmatlar, Hunlar, Avarlar ve Hazarlardan kalma bir geleneğin devamı niteliğindeydi.
Erken çağda basit Slav dilleri arasındaki farklılık modern zamanlardaki kadar belirgin değildi. Dolayısıyla Makedon, Moravya ve Bulgar lehçeleri temelli Kilise Slavcası, Ruslar tarafından kolaylıkla anlaşılmaktaydı.
Şunu bilmek gerekir ki kilise ayinleri Latince veya Grekçe değil, sadece Kilise Slavcasıyla yapılıyordu. Slav dili ibadet sahasına girmişti. İncil, Makedonya'da doğan ve Slav Havarileri olarak bilinen Bizans misyonerleri Aziz Cyril ve Methodius tarafından Grekçe'den tercüme edildi.
Bir hür adam, bozkır göçebelerinin düzenlediği akınlarda veya başka herhangi bir nedenden dolayı mal-mülkünü kaybetmiş ve kendini çaresiz bir halde bulmuş ise, kendini köle olarak satabilirdi.
Şimdi Moğollar için geri dönme vaktiydi. On dört yıl boyunca Rusya onlarla ilgili hiçbir şey duymadı. Vakanüvisler bu "günahkâr Tatarlar" için şunları yazdı: "Nereden geldiklerini ve nereye gittiklerini yalnız Tanrı biliyor".
Ruslar, bozkırlılara karşı hendekler ve surlar inşaa ederek savunma hatlarını güçlendirmişlerdir ki, daha sonra 16. Yüzyıldan 18. Yüzyıla kadar aynı geleneği çarlar da tatbik ettirmişlerdir.
Hazarlara bağlı Alan-Slav tugayı tamamiyle As-tarkan "Alan başbuğu" adlı bir komutana bağlıydı; Astrahan şehrinin adı da muhtemelen bu unvandan gelmiştir.
İstila zamanında(Moğol), çoğu Rus şehrinin topyekun bir şekilde imhasından dolayı Rus el sanatlarının ve endüstrisinin toparlanması birkaç on yıl almıştır.
Ruslar, Hint-Avrupa halklarına mensup bulunan büyük Slav Ailesi'nin bir parçasıdırlar. Bir diğer deyişle, etnik köken bakımından esas itibariyle Slavdırlar. Ailenin diğer üyeleri arasında Çekler, Lehler(Polonyalılar), Sırplar ve Bulgarlar vardır.