Rüyalar Ve Yanılgılar Psikolojisi
Sigmund FreudEn Eski Rüyalar Ve Yanılgılar Psikolojisi Sözleri ve Alıntıları
En Eski Rüyalar Ve Yanılgılar Psikolojisi sözleri ve alıntılarını, en eski Rüyalar Ve Yanılgılar Psikolojisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bildiğini bilmiyor, onun için de bilmediğini sanıyor.
Kesinlik
Bilimin,tümü kesinlikle kanıtlanmış öğretilerden oluştuğuna inanmak bir hatadır, bilimden böyle bir şeyi istemek de doğrusu haksızlıktır. Böyle bir isteği açığa vursa vursa, ancak kendi dinsel kateşizmlerinin yerine bilimsel de olsa bir başka kateşizmi geçirmek gereksinimini duyan otorite aşığı kişiler vurur.
Sayfa 62 - Say yayıncılık, çeviri:Kamuran ŞipalKitabı okudu
Engelin arkasındaki değerli bilgi
Bir çocuk yumruk yapmış elini açıp içinde ne olduğunu göstermeye yanaşmazsa, avucunda bulunmaması gereken uygunsuz bir şey bulunuyor demektir.
Sayfa 154 - Say yayıncılık, çeviri:Kamuran ŞipalKitabı okudu
İnsan doğası da hoşlanmadığı bir şeye doğruluktan uzak gözüyle bakmak gibi bir eğilimi barındırır kendisinde. Dolayısıyla, karşı çıkılan şeyin doğruluktan uzaklığını ortaya koyacak kanıtlar arayıp bulmak zor değildir. Demek istediğim, toplum sevmediği şeyi doğruluktan uzak bir şeye dönüştürür.
Psikanalizi öğrenme konusunda karşılaşacağınız bir diğer güçlükte önceki eğitim ve tutumunuzun rolü olduğunu ileri sürmek istemem. Ortaya koyduğu iki varsayımla psikanaliz bütün dünyayı küçük düşürmekte ve onun antipatisini üzerine çekmektedir.; Varsayımlardan biriyle entelektiel, öbürüyle estetik-etik bir önyargıya karşı çıkmaktadır. Bu önyargıları sakın küçümsemeye kalkmayınız; çünkü yeterince güçlü bunlar, insanlığın geçirdiği gelişim aşamalarının yararlı, hatta gerekli çökeltileridir. Duygusal güçler tarafından desteklenip ayakta tutulmakta, kendileriyle baş edebilmek zorlu bir savaşı gerektirmektedir.
Goethe'nin, '' Yaptığı her esprinin altında saklı yatan bir sorun vardır,'' dediği o zeki yergi ustası Lichtenberg'i hepiniz bilirsiniz. Bazen yaptığı esprinin kendi anlamını arka planında içerdiği görülür. Lichtenberg, esprili ve yergisel düşüncelerinin birinde şöyle der: '' O, nerede angenommen sözcüğünü görse, bunu Agamennon diye okuyordu hep. İşte öylesine çok okuduğu bir yazardı Homer.'' Bu da okuma yanılgısının gerçekten kuramını oluşturmaktadır.
Pek çok kişide zevk için zararsız sözcükleri kasten çarpıtarak müstehcen sözcüklere dönüştürmeye karşı bir eğilimin varlığını gözlemleriz; bir espri etkisi uyandırır bu sözcükler. Gerçekte kendisinden böyle bir şey işittiğimiz kişinin bilerek mi ilgili sözcüğü espri kılığında açığa vurduğunu, yoksa bir dil sürçmesi sonucu mu bunu ağzından çıkardığını ilkin araştırıp saptamamız gerekmektedir.
Böylece fazla bir çaba harcamadan yanılgılarda saklı bilmeceyi çözüme kavuşturmuş bulunuyoruz. yanılgılar tesadüfen oluşan şeyler değildir, ciddiye alınması gereken ruhsal fenomenlerdir; bir anlam içerir, değişik iki amacın etkinliği daha doğrusu birbirini karşıt yönde etkilemeleri sonucu oluşurlar.
Filozof Wundt'a göre bir dil sürçmesi, fiziki yorgunluk dolayısıyla alışılmış çağrışım olanaklarının konuşmanın içerdiği diğer istekler üzerinde üstünlüğü ele geçirmesiyle oluşur. Deneyimler bir dizi dil sürçmesinde fiziki, bir başka dizide de çağrışımsal etkenlere rastlanmadığını ortaya koymasa, Wundt'a hiç duraksamadan hak verebilirdik.
Bir kimse normalde kendisine aşina bir ismi unutuyor ya da kendini ne kadar zorlarsa zorlasın ancak güç bela belleğinde tutabiliyorsa, bizim için akla yakın varsayım, ismin sahibine karşı o kişinin bir antipati duyduğu, dolayısıyla söz konusu kişiyi hatırına getirmekten hoşlanmadığıdır.
Yanılgının gerçekleştiği anda yanılgıya düşen kişinin ruhsal durumunu bilemeyişimiz, bunu araştırıp öğrenmek için de bir yol bulamayışımızdır. Böyle bir durumda da yorumumuz, kendimizin de fazla önemsenmediği bir varsayımdan öteye geçemez.
Yanılgıların unutmalara dayanan şekillerinde isimlerin, karar ve niyetlerin, her zamanki yerinden başka bir yere kaldırılan bir eşyanın yerinin unutulduğu vb. yanılgılarda örneğin, böyle bir fizyolojik nedenin varlığına ben inanmıyorum. Bazı unutmalarda büyük bir olasılıkla bir unutma isteği söz konusu olmayabilir. Bizim görüşlerimiz günlük yaşamda karşılaşılan yanılgıların genelde ancak belli bir bölümü için geçerli olduğunu saptayabilmekteyiz. Bundan böyle yanılgıların ruhsal olaylar niteliği taşıdığı ve iki farklı niyetin karşılaşmasından oluştuğu görüşünden yola koyulduğumuzda ilgili sınırlamaları göz önünde tutmamız gerekecektir.
Bir şey psikolojik bakımdan bir başka şeyle eşdeğer olabilirse de pratikte çok değişik anlamlar içerebilir.
Bütün düşlerde ortak bir özellik varsa, düş görürken uyuyor olmamızdır. Şurası belli ki, düş uyku sırasında ruhsal yaşamı oluşturmakta ve bu ruhsal yaşam uyanık durumdaki ruhsal yaşamla bazı benzerlikler içerisinde olsa da ondan büyük farklılıklar gösterir. Antikçağda böyleydi Aristoteles'in düş tanımı. Belki düş ile uyku arasında çok daha yakın ilişkiler bulunmaktadır. Bir düş insanı uyandırabilir uykusundan; kendiliğinden uyanan ya da uyanmak zorunda bırakılan kişi de çok sık olarak bir düş görmüştür.
Hekimlerin gözlemlediği öyle vakalar vardır ki, bir akıl hastalığı bir düşle başlar ve bu düşten kaynaklanan bir hezeyan kaybolmadan sürdürür varlığını.
, toplum sevmediği şeyi doğruluktan uzak bir şeye dönüştürür,...
Sayfa 23 - Say Yayıncılık, Çev.: Kamuran ŞİPALKitabı okudu