" Babamı sonsuza dek terk eden bitlerini düşünerek, dizlerimi göğsüme doğru çekip iki elimle başımı avuçlarken, kendimi bir an şehirlerarası terminalde unutulmuş, terk edilmiş bir bavul gibi hissettim."
" Her akşam kulağımda gün boyu yüzünü göremediğim, kokusunu alamadığım, bedenine dokunamadığım, aslında varla yok arasında duran binlerce insanın ses kırıntılarıyla eve dönüyorum."
" Kelimeler, kafaları kopartılmış kuşlar gibi ağzımdan düşüyorlardı. İçimde bir çöl büyüyor. Sesler ve görüntülerle dolu uçsuz bucaksız bir çöl. Ah zaman! Ah şu avuçlarımdan kayıp giden zaman! "