Biz artık, rüzgarın ıslık çaldığı, beklenmedik yağmurların gök gürültüsü ve şimşeklerle zamansız yağdığı, pos bıyıkların süzgeç yapılarak bir tas pekmezin bir dikişte içildiği, Türkçeden başka bir lisanın konuşulduğu bir dünyaya ''merhaba'' demiştik.
Belki de biz bir filmin bu akşam dram sahnelerini çekiyorduk. Çektiğimi filmin adı ''Rüzgar Islık Çalarken'' olabilirdi.
Biz başrol oyuncusu muyduk, yoksa figüran mı?
Bir oyunun içerisindeydik ama bu oyunun yönetmeni kimdi?