Biz birlikte yaşamıyoruz, sadece zaman öldürüyoruz. İki mutsuz insanın bir araya gelerek bir mutluluk, yaratabileceğini düşünecek kadar aptalız. İlişkimiz hiçbir zaman rutin zorunlulukların dışına çıkmadı her şey içimizde yaşandı buna rağmen başkalarının gözünde imrenilecek bir evliliğimiz var. Birileri bizden söz ederken mükemmel bir çift anlatıyor.
...Bildiğim tek şey, gittikçe daha sık çekip gitmeyi düşünmeye başladığım. Nereye gitmek istediğimi bilmiyorum. Sadece yaşadığım her şeyden, hayatımdan, kendimden, sahip olduğum ve dönüşmeye başladığım şeylerden uzaklasmak istediğimi biliyorum.
Suçluluk hissetmememin bir nedeni de onun evine gidip kapıyı kapadığımda tüm dünyanın dışarıda kalmasıydı. O evden içeri sadece ben giriyordum; ilişkilerim, bağlarım, sorumluluklarım dışarıda kalıyordu. Başka bir insan, başka bir kadın oluyordum. O eve girerken kendi hayatımdan çıkıyordum. Kimi zaman onun bile içimin derinliklerini görmemesi ve tamamen bana ait bir köşemin olması hoşuma gidiyordu. Sevgilim değildi. Hatta arkadaşım veya dert ortağımda değildi. O benim suç ortağımdı, gizemli oyunlarıma eşlik eden bir suç ortağı... Sık sık kendime bu oyunun daha ne kadar süreceğini ve beni nereye götüreceğini soruyordum.
Bence her kadın onu elinden tutup kendi iç dünyasına götürecek, tek bir sarılışıyla ona bütün hayatını geri verecek kadar yetenekli bir adamla karşılaşmalıdır.
Eşim artık kardeşim gibi oldu ama buna rağmen onu bırakamıyorum.Yolunda gitmeyen her şeyin farkındayım ama donmuş gibiyim. Uyanmayı ve daha farklı bir yaşam sürdüren bir kadın olmayı düşlüyorum. Yine de her şeyi kaybetmeyi göze alırsam çok acı çekeceğimi biliyorum.
"... Her zaman başkalarının doğru kabul ettiği şeyleri yaptın. Bir kez olsun hata yapmayı göze al. Bir hatanın açtığı boşluk, büyümek için attığın bir adım olacaktır."
"... Birine bağlanmanın verdiği acının büyüklüğü beni şaşırtıyor. Seni seven birini darmadağın edebilme gücünü hissetmek... Bu benim kabul etmeyi başaramadığım bir sorumluluk."