***
İnsanlar onlara bir şeyler anlatmanızdan hoşlanıyorlar, mütevazı ve güven veren bir ses tonuyla yeterince şey anlatırsanız sizi tanıdıklarını sanıyorlar, ama aslında tanımıyorlar, sizin hakkınızda bir şeyler öğreniyorlar sadece, çünkü öğrendikleri şeyler olgular -duygular değil-; herhangi bir şey hakkında ne düşündüğünüzü, başınıza gelenlerin ve verdiğiniz kararların sizi nasıl siz yaptığını bilmiyorlar. Onların yaptıkları şey kendi duyguları, düşünceleri ve tahminleriyle boşlukları doldurmak, sizinle çok az ilgisi olan bir yaşam yaratmak , böylece artık güvendesiniz.
Bireycilik, çıkar ilişkileri, kıyıcı rekabet, barbar iş ahlakı hepimizi yalnızlaştırdı. İnsan insanın zehrini alır derlerdi, şimdi kim zehrimizi almaya talip olacak? Belki mecburiyetten kaçıyoruz, görmezden geliyoruz.
Yaşama yüklediğin anlam nerede? İnsan olmanın sırrına vakıf olabilmek için ne yapacaksın? Kaybolmak bazen insan için lütuftur. Yeniden başlayabilmek için...
"Kitap kapakları insan yüzlerine benzer: Ya yaşadığımız bir mutluluğu bize bütün gücüyle hatırlatır ya da bilmediğimiz bir mutlu alemi vaat ederler. Bu yüzden kitap kapaklarına insan yüzlerine bakar gibi tutkuyla bakarız."
ORHAN PAMUK