Sahipsiz Mektuplar Müzesi

Alp Türkol

Sahipsiz Mektuplar Müzesi Sözleri ve Alıntıları

Sahipsiz Mektuplar Müzesi sözleri ve alıntılarını, Sahipsiz Mektuplar Müzesi kitap alıntılarını, Sahipsiz Mektuplar Müzesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fikirlerle duyguyu ayıran, hissetmenin aciliyetidir.
「Şimdi yenice fark ediyorum da insan sinirlensem mi diye düşünüyorsa sinirlenmesi için vakit zaten çok geçtir. Sevindirici bir haber aldığında kimse acaba mutlu olsam mı diye düşünmez. Fikirlerle duyguyu ayıran da hissetmenin aciliyetidir, hesapsızlığıdır.」
Şüphesiz bir iç rahatlığıyla seviyorum.
「Seni zamanı yıldıracak kadar, uğrunda sonsuzluğun tepelerini ine çıka aşındıracak kadar şüphesiz bir iç rahatlığıyla seviyorum.」
Reklam
Rüyalarıma dolu olup yağıyorsun.
「Özlemek bir anda tecrübe edilmiyorsa nasıl oluyor da söğütten kopan yaprak yere değmeden ben yokluğunda bu hallere düşüyorum? Yokluğun bir sonbahar sağanağı gibi ilkten uzaklardan şimşeklerini göndermeli ve en son ağır ağır üzerime düşmeliyken, nasıl oluyor da seni görür görmez tenim eriyor. Nasıl rüyalarıma bir dolu olup yağıyorsun?」
Bütün dünyayı kucaklamaya teşvik eden bir gülümseme.
「Kanlanmış, kızarmış gözlerimi görünce gülümsüyorsun. Hayatımda ilk kez beni yaralı hâlimle ayağa kalkmaya ve bütün dünyayı kucaklamaya teşvik eden bir gülümseme görüyorum.」
「Sen tekrar gözümün önünde tezahür edene dek her gördüğüm insanın sen olmayışında kayboluyorum.」
"Gökte yarımay vardı. Ayın denizde üzerimize doğru yürüyen yansıması kıpraşıyor, insan başka yöne baktıkça dolunay gibi bütünleniyordu. Yalanın ne olduğunu bilmeyen doğa bile Venedik'in ılık bahar gecelerinde insanın bir anlık dikkatsizliğiyle bütün prensiplerini bir yana bırakıp yalancı kesilebiliyor. Belki de yalan, yalanı söyleyenden çok, ona inananın suçudur, bilmiyorum..."
Reklam
"Tepemizde parlayan yarımayın da evimin bahçesinden gördüğümün aynısı olduğunu biliyorum. Yine de cahilliğin getirdiği mutluluğu yaşamam için bu gecenin gökyüzünde Mary ile birlikte geçirdiğimiz o vakte özel bir şeyler arıyorum."
Belki
「Belki, diye içimden geçiriyorum, kendimi yeterince kaptırırsam bu düşüncelere, gereğince kaybolursam dün ve bugünün arasındaki çizgide, yine bir yerlerden çıkıp gelirsin.」
"Bizi yaratan tanrı tarafından seviliyoruz ki başımızdan geçen her şeyi hatırlamıyoruz. Neyin aklımızda kalacağını, neyin bir güz yaprağı gibi zamanın rüzgârında süpürülüp gideceğini bilmiyoruz. Bu sebeple şanslı mahluklarız şu gün geçtikçe yaşlanan, yaşlandıkça ağırlaşan dünyada yaşayan bizler. Yarına sağ kalacak hatıralarımızın hangileri olduğuna karar veremiyoruz. İki sene evvel yitirdiğimiz bir arkadaşın sesini unutabiliyor, yarım asır önce içtiğimiz bir şarabın hafızamızda tadına varabiliyoruz."