"Kalkınma", tartışılamaz, soyut bir kavram değildir. Daima bir şey adına, birilerine uygulanır. Kalkınma, bir toplumu zenginleştirebilir, hayatı daha iyi, özgür, adil kılabilir -ancak bunların tamamen tersini de yapabilir. Otokrat toplumlarda bu böyledir (bu toplumlarda seçkinler sınıfı, çıkarlarını, kendi egemenliklerini garanti eden devlet yetkililerinin çıkarlarıyla eşdeğer tutar); böyle toplumlarda kalkınma, devleti ve onun baskı aygıtını güçlendirmeye yöneliktir; diktatörlüğü, boyun eğdirmeyi, anlamsızlığı, belirsizliği ve hayatın yararsızlığını pekiştirir.